Girdi yapan Yavuz DİZDAR

Oruç neden önemlidir?

Tam da geçen haftaki sindirim sisteminin işlemsel prensipleri konusunun devamına olanak sağlayan Ramazan ayı başlamış oldu. Oruç sadece farz kılınmış bir ibadet olmanın dışında vücudun sindirim sisteminin dinlendirilmesi için de önemlidir. Bizim tıp algımız her ne kadar tek bir beden olarak düşünse de, aynı beden içerisinde birden fazla canlı formu bulunur. Bunlardan biri iradi olan […]

İnsanın temel beslenme kökleri

Geçen haftalardan devam eden, aslında akciğerin bir kök oluğunu sorgulamaya yönelik yazıyı bu hafta toparlamaya çalışacağız. Meselenin esası ise bitkiyle olan benzerlikten kaynaklanıyor, yani irdeleme noktası hayvan değil, bitkilerdeki sistemin nasıl çalıştığı olacak. Bitki havadaki oksijeni, yakın zaman kadar benim de yanlış bildiğim üzere, yapraklarıyla değil kökleriyle alır. Yapraklar havadan karbondioksit tutar, kökten gelen su […]

Biz havadan protein yapabilir miyiz?

Geçen haftadan kalan spekülatif iki soruyla devam edeceğiz. Biz gerçekten kulaklarımıza fısıldanan kadar proteini her gün düzenli yemek zorunda mıyız, yemesek bile kas kaybından zafiyet oluşmadığına göre bu sorunun yanıtı “hayır” görünmektedir. Mevcut ortamda birey başına günde değil iki yüz gram, yüz gram et yemek olasılığı bile düşüktür. Bizim beslenmemiz daha çok sofra yemeklerinden oluşur, […]

İnsan midesinin işkembe özelliği var mı?

İnsanın protein gereksinimi konusundaki ikilemi irdelemeye başlamadan önce buna neden ihtiyaç duyduğumuzu yazalım. Herkesin çevresinde olduğu gibi, bizim de çevremizde kilo fazlası nedeniyle mide küçültme (bariatrik) operasyonları olan arkadaşlarımız oldu. Bu arkadaşlarımızın hemen hepsi, yeme konforları ya da keyifleri ortadan kalksa da, kilo vermeyi başardılar. Ancak ameliyat olanlar arasında ciddi bir fark ortaya çıktı, bu […]

İnsanın protein ihtiyacına yeni bir bakış

Bir süredir uzağında kaldığımız biyoloji yazılarına devam etmek için elverişli zemin oluştu, zira bu yazıların amacı bilinen şeyleri başka bir dille anlatmak değil, diğer alanlardan çıkarımlarla yeni ilkelerin peşini kovalamak. Bu kez konumuz protein, daha doğrusu proteinlerin yapı taşları olan amino asitlerin sentezi olacak. Biz proteinleri ya kas ya da yediğimiz et olarak algılarız. Oysa […]

Yeni medyanın gazeteleri bitirici etkisi

Gazetelerin artık okunmaması, daha doğrusu ciddiye alınmaması basın açısından olumsuz olsa da toplum için daha vahim sonuçlara neden olur. Toplum bir şekilde haberleri almak ister, insanın olan bitenden haberdar olmak isteği doğasının bir parçasıdır. Hiçbir şey olmasa bile, olasılıklar üzerinden düşünmek, konum almak, geleceğe yönelik bir teminattır. Oysa ana haber kaynağı olan gazeteler yanlı tutumları […]

Yanlı gazeteciliğin bulaştırdığı duyarsızlık

Geçen hafta artık pek gazete okunmadığından söz etmiştik, bu hafta da olası gerekçelerini tartışacağız. İnsanlar gazeteleri güncel olayları takip etmek için okurlar. Gazete bu haberleri ortaya çıkarmak ve habere dönüştürmek için genellikle genç gazetecilik bölümü mezunu muhabirler istihdam eder. Muhabirler yazı işleri tarafından bir istihbaratı değerlendirmek için gönderilirler; bazen de büyük hastanelerin acilleri, adliyeler ya […]

Gazeteler neden artık okunmuyor?

İnsanı dış dünyaya bağlayan günlük gereksinimlerden biri, bana göre diyerek şerh koyayım, olan bitenden haberdar olmaktır. Benim de içinde yetiştiğim eski kuşak bunu “ajans dinlemek” olarak adlandırırdı. Ne yapılıyorsa yapılsın, özellikle akşam haber saati geldiğinde diğer uğraşılardan kopulup ajans dinlenirdi. Aynı amaçla her gün bir gazete okumak esastı, herkes sabah genellikle kendi görüşüne uyan bir […]

Virüs mRNA aşılarının olası riskleri

Bu hafta mRNA aşılarının uygulama sonrası deneyimi konusunda bilgi aktarmaya çalışacağız. İlk yazıda söylediğimiz gibi bir aile hekimi meslektaşımız, başvuru sırasında çoktan ilerlemiş kanser vakalarından bahsederek “turbo kanser” olarak adlandırdığı terimi oluşturmuştu. Önce turbo kanser için mantıklı açıklama yapmaya çalışalım. Salgın ülkemizde olduğu gibi başka ülkelerde de hastaneye gidişleri durdurdu. Çoğu ameliyat ertelendi, başka şikayeti […]

Hastalıklarda çevre/aşı ve vücut ilişkisi

Geçen hafta mRNA aşılarının turbo kanser olarak adlandırılan tablolara neden olup olamayacağı tartışmasına girmiştik. Batı tıbbı yeni ortaya çıkan bilmediği durumlarda genellikle “hayır, ne demek” biçiminde savunma haline girer, detayını anlamaya çalışmaz. Oysa her yeni değişiklik, özellikle aşılama, vücudun biçimini değiştireceğinden hiç akla gelemeyecek yan etkilere açıktır. Covid nedeniyle hızlandırılmış onay alan mRNA aşılarında için […]

Turbo kanser tartışmasına giriş

Charles Hoffe adlı aile hekimi bir meslektaşımız bir Twitter hesabından 13 Kasım 2022 tarihinde “Covid-19 aşılarının turbo kansere” neden olduğu şeklinde bir iddia paylaşmış. Toplum kanser konusunda ileri derecede tedirgin olduğu için paylaşım başkaları tarafından da paylaşılmış. İddiaların doğruluğu bu ve sonraki birkaç yazıda tartışılacak olsa da “turbo kanser” terimi ülkemizde de çoktan kullanılır hale […]

Bir kötü belediyecilik örneği olarak İstanbul

İstanbul’da ilk belediyenin kurulması 1857 olarak kayda geçer, bundan öncesinde belediye kavramı yoktur. Belediye şehrin önde gelenleri tarafından kurulur, merkezi Şişhane’dedir. Şehirde verilmesi gereken temizlik, sokak aydınlatması gibi hizmetleri üstlenir. Gelir kaynağı kısıtlı olduğundan Galata’nın iki suru (günümüzde Büyük Hendek ve Küçük Hendek Sokakları) yıkılarak kazanılan araziden elde edilen para ile başlar. Bu belediye Grand […]

Şehir ve Adam: Bir belediye başkanı öyküsü

Belediye seçimleri konusuna aslına girmeyi düşünmüyordum, ancak yaklaşmakta olan seçim tarihine rağmen adayların bir türlü belirlenememesi konuya değinmek gerektiğini düşündürdü. Bize anlatılan basit tanımla “belediyeler yerel yönetim birimlerini” oluşturur ve o bölgenin sınırları içerisindeki hizmeti yerine getirir. Belediye bölgesi büyüdükçe, günümüzde büyükşehir olarak adlandırılıyor, bütçeler ve harcanan para da büyür. Rahmetli arkadaşım Sinan Keçeli “belediyeler […]

Memleketimden insan manzaraları

Aklımdan geçen bin bir senaryo ayrı, ben şiddet konusundaki tek dersimi ortaokul yıllarında aldım. Çok sevgili bir arkadaşımdı, benim de herhalde kafam karışıktı, ergenlik kabarması olsa gerek, olay kendiliğinden gerçekleşti. Öğle yemeğiydi, onlar şakalaşıp suyla oynuyordu, derken onun bardaktan fırlattığı su beni buldu. Hayatımın ilk ve tek tokadını böyle atmış oldum. Şaşkın biçimde gözleri yaşardı, […]

Bir siyaset biçimi olarak Ponzi yöntemi

Geçen hafta değindiğimiz Ponzi sistemi bir şekilde “güven” duyularak başlar, ilk katılımların meyvesini verince başkaları tarafından benimsenir ve kartopu etkisiyle büyür. Biz sistemi bir dolandırıcılık yöntemi olarak kabul etsek de aslında Ponzi hayatın bütününde uygulama alanı bulur. Birkaç örnek; “evlenmek vaadiyle ikna etmek, terfi vaadiyle kendi özel işlerini yaptırmak, ödül vaadiyle yemek yemeye ikna etmek…”; […]