Girdi yapan Yavuz DİZDAR

Kanser ve tedavisi konusunda neden bir ilerleme yok?

Bilimin neden ilerlemediğine ilişkin güncel örneklerden biri de kuşkusuz kansere bakış açısındaki tutukluktur. Aslında biyoloji ve kanser, her ikisi de fazlasıyla iç içe geçmiş kabullenmeler üzerine kuruludur: “Kanser yaşamımızı tehdit eden kontrolsüz hücre çoğalmasıdır, aslında bu vücudumuzda normal şartlarda da gerçekleşir, ama bağışıklık sistemi denen savunma ordusu tarafından ortadan kaldırılır”. Bu önermeler dizisinde “yaşamımızı tehdit […]

Hastalıklar ve tedavileri konusunda neden hiçbir ilerleme yok?

Günümüzde kanser dahil pek çok modern zaman hastalığı “yeni” ortaya çıktıkları için nedenleri ve tedavi yöntemleri bilinmemektedir. Modern teknolojinin özellikle görüntüleme alanında kullanıma sunduğu olanaklar, detayın saptanmasında “yüksek çözünürlük” sunsa da, moleküler biyoloji yöntemleri kolaylıkla gen haritaları çıkarsa da, hastalıkların ortaya çıkışına dair elle tutulur açıklamalar (neden-sonuç ilişkisi, eski tabirle illiyet bağı) getirememektedir. Peki teknolojin […]

Bitkinin hayvanla benzerliği, uyum ve dengenin önemi

Bitkinin ve bitki tümörlerinin kanser için ne kadar geçerli bir model oluşturacağı elbette tartışmaya açıktır. Bitki ve hayvan birbirinden tamamen farklı iki canlı gibi düşünülmektedir, ama sistemlerin nasıl işlediğine bakıldığında reddedilemeyecek benzerlikler vardır. İnsan kalın bağırsağının aslında bitkinin köküne karşılık geldiği kabullenildiğinde bu işlemsel benzerlik için istenen anahtar da elde edilmiş olur. Ana hatlarıyla hatırlarsak: […]

Kanserde metastaz (koparak yayılma) kavramı ne kadar gerçekçidir?

Kanser ve metastaz kavramını geçen yazıya gelen yorumlar çerçevesinde irdelemeye devam edelim. Kanser bilimi (onkoloji) aslında 50-60 yıllık bir zaman dilimi içerisinde gelişmiştir. Paleontolojik bulgulara bakıldığında kanser tamamen yok değildir, en azından kemik tümörlerinin çok eskiden de var olduğuna dair bir takım kalıntılar bulunmuştur. Ancak hastalığın “salgın” şeklini alması ülkemizde son 20 yılın getirisidir. Biz […]

Biyolojide modellemenin önemi: Memeliler bitkiye ne kadar benzer?

Biyolojik bilimlerde en önemli sorunlardan biri modellemedir. Modelleme mevcut bir durumun ne anlama geldiğini, benzerleri ve farklıları arasında nereye oturtulması gerektiğini söyler: (1) doğru modeli kurarsanız araştırma yapacağınız veri tabanı genişler, (2) doğru modeli kurarsanız neyin neye neden olacağını da kolaylıkla öngörebilirsiniz, dolayısıyla araştırmanızın bir yönü olur, daha az zahmetle daha geçerli çıkarımlara varabilirsiniz. Dolayısıyla […]

“Gerçekten tavuk” üretmek isteyen varsa lütfen ses versin!

Geçen haftaki ‘TAVUK’ DAVASI: “Ilık suda 20 dakikada” kaybedilmiş bir itibar öyküsü” başlıklı yazıya gelen bütün yorumlar için teşekkür ederim. Bu yazının amacı ise hem eleştirilere yanıt vermek, hem de piliç / beyaz et yetiştirme mantığının, yani aslında 4-6 aydan önce olamayacak bir büyütme hevesinin nasıl ortaya çıktının açıklanmasıdır. Zira bu durum aslında ülkemizde var […]

‘TAVUK’ DAVASI: “Ilık suda 20 dakikada” kaybedilmiş bir itibar öyküsü

(Endüstri ve Batı akademisinin davalarla ve ısrarlarla vardıkları nokta) Beyaz et endüstrisi 22 Mart 2016’da düzenlediği bir toplantıyla “tavuğa itibarını iade etmek gerektiğini” açıkladı. Oysa tavuk itibarını zaten hiçbir zaman kaybetmemişti, itibarını hem bilimsel hem de manevi anlamda kaybeden piliç / beyaz et endüstrisiydi. Halk “ılık suda 20 dakikada haşlanan beyaz şeyin” tavuk olmadığını artık […]

Biyolojinin mantığının açıklanmasında “işlemsel benzerlik” neden önemlidir?

Bilim insanları sağlık durumunun ne olduğunu nispeten iyi tanımlayabilmekle birlikte, hastalık durumunun tanımlanması, ama daha önemlisi diğer hastalıklar arasında konumlandırılması çok kolay değildir. Batı biliminin yaklaşık iki yüzyıldır içine düştüğü “sınıflandırma” saplantısı, önce organ sistemlerinin sınıflandırılmasıyla başlamış, sonrasında hastalıkların da organ sistemlerine göre sınıflandırılmalarına neden olmuştur. Oysa tıbbın temelini oluşturan propödetik, belirtilerden yola çıkarak bir […]

Bıktım baba, ben bu durumdan gerçekten bıktım

Baba, sen de bilirsin, bizi “atıl kurt” diye yetiştirdiler; Orta Asyalardan gelmiş ceddimiz, Sakarya’lardan Dumlupınar’lardan geçmiş; Atamız cumhuriyet de kurmuş. Ama hayatın keyfini sürmesini bir türlü becerememiş, işte belki ben de bu yüzden çok sıkıldım. Nedir alıp veremediğimiz, metroysa metro, özgürlükse özgürlük, siyasetse siyaset, ibadetse ibadet. Velakin madem hendekse hendek, “neden fezlekeyse fezleke de olmasın” […]

Bitki kökü ve kalın bağırsak benzerliğinin irdelenmesi

İşlemsel benzerli konusunda verdiğimiz “bitkinin kökü ve kalın bağırsak” örneğinin gerçekten irdelenmeye değer olup olmadığı aslında sizin tarafınızdan belirlenmelidir. Zira bir düşünce biçimini ortaya koyanlar onun mutlak gerçeklik olduğunu iddia edemezler. İddia ancak üçüncü kişiler tarafından değerlendirilip, mevcut tanıma (duruma) üstünlük gösterdiği kabul edilirse yeni geçerli paradigmaya dönüşür. Şimdi bu çıkarıma eriştiren düşünce silsilesini karşılaştırmalı […]

Biyolojik meselelerin açıklamasında “işlemsel benzerlik” neden önemlidir?

Geçen hafta sözünü ettiğimiz kalın bağırsakların memeli ve kuşların kökünü oluşturdukları düşüncesi maalesef bir yakıştırma gibi görünmemektedir. Yakıştırma yapmak bir düşüncenin açıklanması amacıyla kullanılabilecek yöntemlerden biridir, nitekim bunun “teşbihte hata olmaz” şeklinde bir başka ifadesi de mevcuttur. Ancak açıklama yöntemi, hele hele bitki ve memeli karşılaştırmasıyla gibi çok uç görünün canlı formlarıyla bir takım varsayımlara […]

Bitkinin kök-küresi kalın bağırsak sümüksü salgısına karşılık gelir (Bu yazı çıkarımların başlangıcıdır)

Bundan önceki dört yazıda mikroorganizmalar ve yaşadıkları ortamla ilişkilerini özetlemeye çalıştık, ama yazıların amacı aslında bu beşinci yazıya ışık tutmaktı. Bilgilerinizi berraklaştırmak ve algıyı canlandırmak için bir kaç noktayı tekrar dile getirelim: (1) Mikroorganizmalar ve (gelişmiş olduğu varsayılan) ökaryot hücrelerin yapıları ve dış ortamla ilişkileri benzerdir. (2) Mikroorganizmalar aslında ökaryot hücrelerin içinde de yaşarlar (mitokondri […]