Girdi yapan Yavuz DİZDAR

Tavuk sanılan, piliç denilen kuş-II

Bilimsel arka plan Şimdi gelelim işin bilimsel arka planına, yani bir civcivi 40-45 günde nasıl 2.2-2.5 kg canlı ağırlığa getirebildiklerine, bunu neye binaen yaptıklarına… Aslında bu süreci bir kitap bölümü olarak anlattım, okuma lütfünü gösterenler için kaynaklarıyla birlikte fazlasıyla açıklayıcıdır. Bu yazıyı yeniden ve daha fazlasını isteyenler için yeniden hazırladım. Tartışmayı pilicin bilinen, daha doğrusu […]

Bir şey aslından daha iyi olabilir mi?

Son haftaların tavuk / piliç tartışmaları (bu sitede de yer alacak ikinci ve üçüncü yazılar), yürümeye ve irdelemeye değer bir yol açarak sonuçlandı; “bir şey aslından daha iyi olabilir mi?” “Asıl olanın” bir şeyin esası olduğu mantığıyla düşündüğümüzde olmazmış gibi geliyor ki, genelleme olarak yanlış olduğunu söyleyemeyiz. Mesela piliç aslı olan tavuktan daha iyi olamaz. […]

Tavuk sanılan, piliç denilen kuş-I

(Ahmet Aydın Ağabeyin değerli anısına ithaf edilmiştir) Arka plan, beslenme meselesine bulaşma Benim beslenme konusunda bundan yaklaşık beş yıl öncesine kadar herhangi bir kişisel hassasiyetim yoktu. Bu konuda okumaya başlamamın nedeni Vatan Gazetesi köşe yazarlarından Mutlu Tönbekici’nin 5 Ocak 2010 tarihli “Yoğurtlar artık niye bozulmuyor?” başlıklı köşe yazısıdır. Yolumu sonrasında rahmetli Ahmet Aydın’la da birleştiren […]

İnsanlar sadece gözleriyle gördüklerine inanırlar

Canlı sistemin nasıl çalıştığına ilişkin görüşler son iki yüzyılda günümüz düzeyine erişmiş görünse de, yorumun ne kadar doğru olduğu her zaman tartışmalıdır. Bunun bir nedeni patlamalı motor, elektrik gibi diğer alanlarda ortaya çıkan yeniliklerin biyolojik yorumu da değiştirmiş olmasıdır, zira yorum benzetmeler üzerinden şekillenir. Buna karşılık çok daha geriye giderseniz, aynen bir çocuğun bakış açısı […]

Bilimde esas olan yenilikçi düşüncedir

Karşılaştığım genç bilim insanı adaylarına, ileride ne yapmak istediklerini sorduğumda, bir kısmından en azından bilimle uğraşmak istedikleri cevabını alıyorum. Bunların bir bölümü ise “araştırmacı” olacağım diyor. Çoğunun aklında Amerika’da master ve doktora var, hatta en moda projeyi de moleküler biyoloji oluşturuyor. Aslında onlara hak veriyorum, bundan yirmi yıl önce bana da sorulsaydı “ne yapmak istiyorsun” […]

Anlatamıyorum

Bizim biyoloji ve insan vücudu konusundaki okumalarımızın aslında iki amacı var. İlki, aslında içine doğup da hiç bilmediğimiz bir sistemin açıklanması. Bunu yapmanın en kolay yollarından biri bugüne dek yapılanları gözden geçirmektir. Örnekle anlatmaya çalışalım, C vitamini eksikliği skorbüt denen bir tabloya neden olur. Düz ansiklopedi bilgisi olarak verelim “halsizlik, kolayca kanayan ve geriye çekilen […]

Tarım ilacı kalıntısı evde tutturulmuş yoğurtla giderilir

Beslenmede sebze ve meyveler elbette çok önemli bit yer tutar. Asında insanın diş yapısına baktığınızda kesicilerin ve öğütücülerin iyi gelişmiş olduğunu görürsünüz. Bu insanın beslenmesinin daha çok sebze ağırlıklı olması anlamına gelmektedir. Nitekim bizim geleneksel mutfağımıza baktığınızda da kemikli et katkılı yemeklerin ağırlıklıdır. Coğrafyada karasal kesime geçildikçe et varlığını korur, ama ağırlık bu kez tahıldadır. […]

Bilimsel vesayet: Bilgi üretiminde adlandırma ve örnekleme sorunu

İnsan içerisinde doğduğu yaşamda, hiç anlamadığı bir konuda önce bilimsel tanımlamaları yapar ve ardından da bunu anlamlandırmaya, daha doğrusu işler bir mekanizmaya oturtmaya çalışırken aslında bir vesayet sistemi kurar. Bu yaklaşım biçiminin “tanımlama” açısından bir sorunu yoktur, gördüğünü anlatır, önce gördüğü detayların hangilerinin diğer örneklerde de istikrarla yinelediğini gözlemler, yani örnekler arasındaki sabit tekrarlamaları bulur. […]

Biyolojide organ ve işlev sorunu, benzer bir “tavuk ve yumurta” durumu

Biyolojinin açıklamakta zorlandığı başlıca kavramlardan ikisi “analog ve homolog” durumlarıdır. Burada “durum” kelimesini seçmemiz rastlantısal değildir, zira gözlemci olarak bir şeyle karşılaşıldığında kullanılabilecek en doğru nitelendirme “durum”dur. Anatomide homolog organ, gelişim kökenleri benzer ancak aynı görevi yapmak zorunda olmayan organları ifade eder. Bu tip organların gelişimi benzer moleküler mekanizmalara bağlıdır, hücresel bileşimleri ve kökleri birbirine […]

Dengesiz gıda kilo aldırır

Değişen beslenme alışkanlıkları içerisinde özellikle çocukları bekleyen en büyük tehlike “junk food” olarak adlandırılan, bol kalori içermelerine karşılık besleyici özellikle olmayan endüstriyel hamburger gibi yiyecekler, şekeli mamuller, cips vb. yağa doyurulmuş atıştırmalıklardır. “Atıştırmalık” adı bizim bulduğumuz bir kavram değildir, zaten çocuklar ve bu tür ürünlere ilgi gösteren erişkinler tarafından türetilmiştir. Ay çekirdeği gibi çerezler bunun […]

Kaliteli beslenme konusunda yerel yönetimlere düşenler

Biz doğal koşullarımız içerisinde her ne kadar farkına varmakta zorlansak da, aslında beslenme gelenekten gelen belli bir sistematik üzerine kurulmuştur. Bu sistematiğin bir tarafında “mevsimine göre beslenme” kavramı yer alırken, nasıl oluştuğunu bilemediğimiz diğer kısmında ise hangi gıdanın, ne şekilde pişirilerek ve hangi diğer gıdalarla birlikte tüketilebileceği bilgisi vardır. Örneğin salatalık hemen hemen bütün kültürlerde […]

Form zaten değişkendir, ama “ide” hep aynı kalır

Biyolojiyle ilgilenenlerin açıklamaya çalıştığı önemli konulardan biri canlıların formlarının nasıl gelişmiş olduğudur. Görünüşte çok ciddi bir çeşitlilik vardır, memelilerden bakterilere kadar çok farklı formlar mevcuttur. İşlevsel olarak bakıldığında formlar arasında aslında bir uçurum yoktur, örneğin oksijenin kullanımını sağlayan biyokimyasal mekanizmalar balıklar ve memeliler arasında önemli farklılıklar göstermez. Ama iş formun neden bu kadar farklı olduğunu […]

Tıbbın içine düştüğü durum, lütfen iyi okuyunuz

Yaklaşık son yirmi yıldır toplumun büyük kısmına bulaşmış olan “konum elde edeyim, daha çok kazanayım, başkasının ne olduğu umurumda değil” yaklaşımının en üzücü kısmını kuşkusuz tıp oluşturuyor. Ticaret erbabı olan kesimde bu anlayış biçimi “nasıl olursa olsun en ucuzunu elde edeyim ve bol bol satayım” biçiminde meydana gelirken, hizmet sektörlerinde de daha farklı bir anlayış […]

Saf düşüncenin form değişimini izlemek başlı başına bir yöntemdir

Biz bugünümüze baktığımızda elbette bizi bugüne getiren nedenlerin “geçilmesi gereken doğal yol” olduğunu düşünüyoruz. Örneğin günlük yaşamımızın temel enerji kaynağını elektrik oluşturuyor, biz de son yüz yıldır yaygınlaşan elektrik sistemlerinin mevcut uygarlığın temel dürtüsü olduğuna inanıyoruz. Oysa uygarlık tarihinin temel dönüm noktaları mevcut araştırma yönüne doğru gelişir. Yani sistemin kuruluşuna büyük katkıyı yapmış olanlar, açık […]

Gençlerden gelecekleri adına beklentim

Zaman zaman ilköğretim ya da üniversiteden öğrencilerle bir araya gelme şansımız oluyor, doğrusunu isterseniz aktarımların en verimlisi de bu şekilde gerçekleşiyor. Düşününüz ki, üniversiteye yeni girmiş gençler, önlerinde henüz yeni başlayacak bir yaşam, mezun olup serpilecekler. Bugün hayallerinin ne olduğunu tam bilemeseler bile, hayalleri olmaları gerektiğini düşünmekteler. Çünkü biz onlar her türlü kanaldan; televizyon, telefon […]