Girdi yapan Yavuz DİZDAR

Akan enerjinin saklanma biçimi, keratin ve hastalık ilişkisi

Canlı vücudunda bir şekilde akmakta olan enerji biçimleri kavramı elbette yeni değildir. Doğu tıbbı bu kavramı “meridyenler” olarak aktarır, ancak meridyenin neden oluştuğu konusunda bir açıklama getirmez. Kavramın bir diğer karşılığı ise “çakra” olarak adlandırılır, yine Doğu tıbbı vücutta tepeden kuyruk sokumuna dek yedi çarka tanımlar, çakraların açık ya da kapalı olması pek çok hastalıkla […]

Deri ve ekleri, vücuttan akan enerjinin depolanma biçimleri

“Vücutta bir şeyin akmakta olduğu” düşüncesi ilk başta gülümsetebilir, ancak konuyu etraflıca irdelediğinizde çok da mantıksız değildir, yeter ki bakış açısını genişletebilin. Çünkü modern tıp olarak adlandırılan yaklaşım, dokuları molekülleri çerçevesinde incelemeyi amaçlar. Oysa konuya daha bütüncül bakabilirseniz, dış yüzeyimizi kaplayan deri ve eklerinin benzer yapıda olmalarına karşılık, aslında farklı özellikler gösterdiğini görürsünüz. Örneğin “hangi […]

“Yemezler”

Bu kitabın yazılmasındaki birinci amaç gıda ve hastalık ilişkisidir, ama erişilebilen olası bütün kaynakların  geriye dönerek okunduğu ve bilgilerin gözden geçirildiği dört yıllık süreç, aslında biyolojiye ve tıbba başka bir yorum getirilebileceğini de göstermiştir. Hastalıklar ve beslenme arasında tahmin edilenden daha ciddi bir ilişki olduğu ortaya çıkmaktadır. Ne var ki beri yandan, canlı sistem de […]

Vücut anatomisinin farklı halleri, doku enerjisinin saklanma biçimleri

Canlının anatomisini biz hep dokuların yerleri olarak değerlendiririz. Böyle bakıldığında anatomi hiç değişim göstermeyen statik bir bilim dalı olarak görünür. Kaşın, gözün yeri nasıl belliyse, karaciğerin de yeri hep aynıdır. İşin ilginç yanı, dokuların yerleşimleri diğer omurgalılarda da pek değişiklik göstermez, peki ama gerçekten hepsi bu kadar mıdır? Saf bir bilimsel merakla ve giderek uç […]

An, zamana dair tek gerçekliktir

İnsanoğlu bir gariptir, aslında pek çok şeyi gözlemler (aklı gerektirir), hisseder (duyuya tabidir), ama gelin görün ki anlamlandırmak söz konusu olduğunda zorlanır. Başarılı olduğu durumların iki örneğinin yer çekiminin fark edilmesi ve kaldırma kuvvetinin anlaşılması olduğunu daha önce anlatmıştım. Sorun bunun gibi idrak edilmeyi bekleyen başka durumların da var olup olmadığındadır. Hepimizin dile getirdiği ruhun […]

Entelektüel ve aydını ayıran ince çizgi

Memleket entelektüellerinin en ciddi sorunu “kendilerine ait düşünce geliştirebilme” kısıtlılıklarıdır. Biz entelektüelleri nedense okumuş, buna bağlı olarak aydınlanmış ve toplum için sorumluluk taşıyan bireyler olarak tanımlarız. Oysa okumuş olmak aydın olmanın gerekliliği değildir, her diploma sahibi aydınlanmaz ve toplum için sorumluluk taşımanın ise bu iki kavramla bir alakası yoktur. Böyle düşündüğünüz zaman, okumamış aydınların aslında çoğunluğu oluşturduğunu görürsünüz. Toplum […]

Kayıp altıncı kural: Akana doğru çekilirsiniz

Kayıp kuralların bir diğeri görebildiğim kadarıyla “akana doğru çekilirsiniz” şeklinde ortaya çıkıyor. Bu kuralı öncekilerden ayıran doğrudan dinamik bir sürece işaret etmesidir ve günlük hayatımızı da önemli ölçüde etkiler. İnsanlar aslında yapıları gereği durağandır. Koşullar kendi varlıklarıyla çelişir hale gelmediği sürece aslında hareket ya da durma eğilimine girmezler, buna “ataletin korunumu” adı verilmektedir. Ataletin korunumu kanunu, kurulu bir masanın […]

Emperyalizmin istila yolları, tanıştırdığı şahane öğretmenler

Emperyalizm sözlükte “imparatorluk eğilimi” olarak adlandırılsa da bir düşünce biçiminin ya da düzenin diğerlerine kendi çıkarları doğrultusunda hükmetmesi olarak tanımlanır. Bu aslında sömürgeciliğin günümüz dünyasında sermaye zeminindeki karşılığıdır, “gir, sömür ve sat”. Aslında kabul görmeyen düşünce ve yöntemlerin topluma benimsetilmesi kolay değildir, sömürgecilikte bu despotizmle başarılır. Günümüz dünyası “nakdi” bilim (paraya dayalı) ve sözde demokrasi (çoğunluğun hükümranlığı) üzerinden pazarlandığından emperyalizmin […]

AB kotaları kaldırıyor, ama şeker üreticileri çok mutsuz

Uluslararası Şeker Organizasyonu’nun “Şeker bitkileri için ticari başarı, yatırım, Ar-Ge ve etkinlik” başlıklı 22. Semineri geçtiğimiz hafta Londra’da yapıldı. Bu toplantının bir özelliği de, organizasyonu bebeği gibi büyütüp bugünlere getiren Dr. Peter Baron’un yerini Guatemala’dan seçilen yeni başkana devredecek olmasıydı. Dr. Baron gibi insanlar, geniş ufukları ve kapsayıcı yapılarıyla bu tür organizasyonların harcını oluştururlar ve günümüz dünya algısında sayıları giderek […]

Aydınlanma zaten var olan durumların idrak edilmesidir

Bilimin gelişimi genellikle doğanın süregelen kanunlarının anlaşılmasıyla, daha doğrusu farkına varılmasıyla hızlanır. Yani o “durum” zaten vardır, hatta günlük yaşamımızın bir parçasıdır. Derken bilgi ve merak sahibi birileri çıkarak etkisinde olduğumuz bu durumu fark eder ve bununla ilişkili doğa yasalarını tanımlar. Yasaların tanımlanmasının ardından konu ürüne dönüştürülebiliyorsa, bu kez işin içine sermaye ve endüstri girer. Örnekleyecek olursak, Arşimet’in hamamda yıkanırken suyun […]

İkinci Gıda Kongresi tablosu: Vazo önündeki civcivler, kazlar ve tiranla

Türkiye Gıda ve İçecek Sanayi Dernekleri Federasyonu (TGDF) tarafından düzenlenen 2. Gıda Kongresi geçtiğimiz hafta yapıldı. Kongre bakanlık, endüstri ve akademinin katılımıyla gerçekleştirildi. “Yüzüncü yıla on kala” sloganıyla düzenlenen toplantının genel amacı gıdada 2023 vizyonunun saptanması, güvenlilik ve sürdürülebilirlikti. Ancak konuşmaların içeriğinden çok, konuşmacıların seçimi ve sergiledikleri tavır kongrenin iyi niyetli hedeflerini gölgeler bir hal aldı. Bu satırları yazmamızın ana nedeni de […]

Kendini soldan biri sanıyor, anlatsam bile geri sarıyor

Geçen pazar 10 Kasım’dı, ülkemizin çok güzel bir beldesinden beslenme konusunda konuşmak için çağrı aldım. Bir “okul” düzenlemişler, sorunları sırasıyla irdeler imişler. “Aman”dedim, “tam zamanı, malum 10 Kasım, memleket adına bir şeyler yapmanın sıra dışı bir fırsatı”. Sabahın dördünde kalktım, vardım ülkenin bir diğer diyarına. Hatırladım, daha önce iki kere planlanmış, ama ertelenmiş, meğer tam da gününe denk gelmiş. Beş […]

Tak etti canıma bu maskeli balo ve onun sahte yüzleri

Bilmem dikkatinizi çekiyor mu, bize durmadan “bilim ilerliyor” masalları anlatılıyorsa da, mesele sonuca gelince özellikle tıp biliminde ciddi bir ilerleme göremiyoruz. Her yıl yapılan milyonlarca araştırma ve yayınlanan yüz binlerce makaleye karşılık, hastalıkların mekanizmasının anlaşılmasında, buna dayanan yeni yöntemlerin geliştirilmesinde ve başarılı sonuç alınmasında ciddi bir zaaf var. Şöyle bir düşünün, büyük bir ilaç firmasının […]

Akıllı telefon oyunları, edinilmiş otizm varyasyonları

Tıp günümüzde neredeyse sadece kimyasal maddelerin bağımlılık yapacağını kabul etmektedir, bunun belki kabul görmüş tek istisnası kumar bağımlılığıdır. Yaşamımıza yakın zamanda giren teknolojilerin de bir şekilde bağımlılık yapabileceği düşüncesi henüz yenidir, çünkü teknolojinin, bilgisayarların ve bunlar için hazırlanmış oyunların yaygın kullanımı da yenidir. “Oyun bağımlılığı” (game addiction) başlığıyla yapılan bir veritabanı taraması birkaç görüş yazısı […]

Çocukların “ekran tutkusu”, bağımlılığın bir başka boyutu

Cep telefonlarının kullanıma girmesi ve sosyal medya paylaşım alanının bizim çevremizde yaygınlaşması aslında Batı’nın çok gerisinden gelmez. Matbaayı kullanmakta hayli tereddütlü davranmış bir kültürün torunlarının, cep telefonları, mesajlaşmak, facebook, twitter ya da adını bile bilmediğim uygulamalar açısından bu kadar istekli ve becerikli çıkması, “küreselleşme” gerçeğiyle açıklanamayacak karmaşık bir duruma karşılık geliyor. “İnsanların haberleşme halinde bulunmalarının […]