Geçen seneki yazıların bir kısmının özeti, bireyin gelişim kademeleri

Bizim biyoloji konularında burada paylaştığımız düşüncelerin anlamlandırarak kısa bir özetini yapmak sanırız yerinde olacaktır.

Resim: Stajyer, Nancy Meyers'in yönettiği 2015 yapımı Amerikan komedi filmi. Filmde Robert De Niro ve Anne Hathaway başrolleri oynarken, Rene Russo, Anders Holm, Andrew Rannells, Adam DeVine yardımcı rolleri paylaşıyorlar.

Resim: Stajyer, Nancy Meyers’in yönettiği 2015 yapımı Amerikan komedi filmi. Filmde Robert De Niro ve Anne Hathaway başrolleri oynarken, Rene Russo, Anders Holm, Andrew Rannells, Adam DeVine yardımcı rolleri paylaşıyorlar.

  1. Az ya da çok yumurta sarısı içeren bütün canlıların (amniotlar) vücut gelişimleri aşağı yukarı aynıdır. Büyük sarılı olanlar, yani rahme ihtiyaç duymadan gelişebilen sürüngenler, kuşlar, kendi kaynaklarıyla yetinebilirler, metabolik olarak da daha üstün görünmektedirler. Bizim de içinde bulunduğumuz memeliler ise plasenta aracılığıyla gelişebilirler. Ördekgagalı platipus ise ara formdur, yumurtlar, ama yavruları emzirir.

Çıkarım: Yeni canlının oluşumu ayrıdır, ancak sistemin işler hale gelmesi “ne anne – ne bebek” olan ara dokudan hücre göçüyle gerçekleşir. Bu durum kök hücre naklinin de ana fikrini oluşturur.

  1. Olasılıkla bütün canlılar doğum öncesi ve sonrasında mikroorganizmaların işbirliğine tabidir. İnsanda da gösterildiği üzere, bebek steril değildir, anne sütü steril değildir. Mikroorganizmaların kaynağı sindirim sistemiyle örtüşme gösterir. Göçün hangi yollarla olduğu bilinmemektedir. Ancak bedenin sağlıklı gelişebilmesi için mikroorganizmaların doğru kompozisyonda olmaları gereklidir.

Çıkarım: Mikroorganizmalar düşman değildir, onları özellikle ev ortamında tamamen ortadan kaldırmaya çalışmak, gereksiz ve sık antibiyotik almak sorunu körükler.

  1. Mikroorganizmalar yaşam boyunca değişiklik gösterir, ilk değişiklik 2-3 yaşlarında gerçekleşmektedir, doğru kompozisyonun kurulamaması örneğin otizm denen hastalık tablosuna yol açar. Astım, Crohn, kolit denen bağırsak hastalıkları da mikroorganizma örtüsünün doğru olmasıyla yakından ilişkilidir. Bu nedenle doğru beslenme sadece gerekli kaynakların sağlanmasını değil, bu mikroorganizmaların ihtiyacının karşılanmasını da sağlamak zorundadır.

Çıkarım: Yedikleriniz endüstriyel işlemden en az geçmeli, gelenekten ayrılmamalıdır.

  1. Vücut insanda 2-3 yaşa dek özellikle sinir sistemi ve bağışıklık sistem açısından “kapasite üstü” gelişir, bunların fazla olanları daha sonra (yaklaşık 5 yaşa doğru) “sessizleştirilir”. Sessizleştirme işleminin mekanizması bilinmemektedir, ama yapılamaması durumunda beden uyumu bozulur. Çocukluk çağı astımı, otizm vb. tabloların bu yaşta tetiklenmesinin olası açıklaması da bu uyum sorunudur.

Çıkarım: Çocuk uyumunu sağlayabilecek kadar doğal ortamda bulunmalıdır. Bunun karşılığı plastik kaplı oyun parkları değil, doğrudan topraktır.

  1. Uyum ve yeniden düzenlenme yaşam boyunca devam eder. İkinci düzenlenme olasılıkla ergenlikle birlikte başlar, en üst seviyeye varması yirmili yaşların ortaklarını bulur. Akciğer, beyin gibi organların gelişimi, büyümenin doruğa ulaşması bu düzene tabidir, vücut giderek olgunlaşmaya başlar ve aromatize olur. Ellili yaşlar “aromatizasyonun” doruk noktasıdır, akıl kişi yeterince çaba gösterdiyse artık deneyimle de donanmış, hırslarını kontrol edebilmeyi öğrenmiştir. Özellikle yönetim kademelerinde üst düzey performans bu dönemde elde edilir.

215604

Çıkarım: Deneyim eksikliği zeka ve bilgiyle karşılanamaz, “tecrübe asla eskimez”  (Seyrediniz: Tecrübe Asla Eskimez, Stajyer; Yönetmen: Nancy Meyers, Başroller: Robert de Niro, Anne Hathaway, 2015: Başarılı bir şirketin sahibi olan Jules Ostin, çalışanlarından birinin tavsiyesiyle yeni bir stajyer programı başlatır. Biraz yaşını almış insanlara yönelik olan bu deneysel programa ilk başlayan kişi ise 70 yaşındaki Ben Whittaker olur. Şirketin genç kadrosunun yaş ortalamasını bir hayli yükselten Whittaker ile yanında çalıştığı Ostin arasında zamanla iş ilişkisi sağlam bir dostluğa dönüşecektir.).

1 cevap
  1. mayk40
    mayk40 says:

    Cok ilgili olmasa da akla gelen bazi seyler ekleyeyim.

    1. Ustunluk gorecelidir. Metabolik olarak ustun olmak ne demek.. Daha iyi enerji uretmek gibi bir seyse, belki bu ustunlukten yararlanabiliriz. Mitokondri nakli gibi.

    2. Birlikte yasadigimiz mikroplar var. Kendi hucrelerimize yerlesmis mikroplar (mitokondri), belki virusler var. Hangi mikroplar bizimle uyumlu ise onlari besleyip bize ters olan hastalik yapanlari zaplarsak (ona gore eleketrik vermek, ph ayari gibi) belki daha saglikli ve verimli olabiliriz.

    3. “Dogru kompozisyon kurulamamasi” ve “otizm” iliskisi. Bunu ilk defa duydum, ama asilara kotu niyetle katilan civa, formaldehit, aliminyum gibi seylerin otizmle alakalandirildiklarini cok duydum.
    Asilari mecburi hale getirmenin de bizim amerikanci bilim cevrelerinde (onlar belki amerikanci gibi davrandiklarinin farkinda bile degiller, bilim yaptiklarini sanarlar) malesef yaygin bir gorus oldugunu soylemek gerekir. Asilar, icine ozel olarak toksik maddeler katilmasa bile, belki asilar yoluyla bagisiklik sistemine yapay olarak mudahele edilmesi sebebiyle, boyle yan etkiler goruluyor olabilir.
    Son cumleyle ilgili olarak: evet, biz selulozu sindiremeyiz, ama seluloz gibi liflerle iyi mikroplari besleyebiliriz.

    4. Bunu ilk defa duyuyorum. Belki 5 yas oncesi kolay dil ogrenebilmeyle ilgili birseydir.
    Belki arada bir bu sessizligi gecici olarak gidermek faydali olabilir.

    5. Bu biyolojik bir sey mi. Bir de kabileler halinde yasayanlara bakmak lazim.

    Yanıtla

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir