Gerçeğin kurgulanamaması: Biyolojik bilimlerde “aksiyom / postulat / belit” sorunu

Bizim kurduğumuz uygarlık iki farklı alanda ortaya çıkar. Bir alan bizim yaptıklarımızdan oluşur; örneğin mühendislik alanları, bir şeyi önce aklınızda planlar, sonra uygulamaya geçirir, ardından verimini sınar ve sonra seri imalatının peşine düşersiniz. Otomotiv endüstrisinden tutun, cep telefonları, inşaat ve kombilere kadar her mühendislik alanı aslında bizim kurguladığınız düzenekleri içerir. Bu alanda kısıtlayıcı olan kavram “materyal biliminin” ilgi alanındadır. Yani üstün performanslı motor için buna uygun çelik kalitesine erişmek ya da kombide yakacağınız gazın enerji içeriği sizi kısıtlar, ama geri kalan her şey plan dahilinde gerçekleştirildiğinden sorun çıkartması olasılığı zayıftır (zaten sorun çıkarsa o aşamaya gelemez). “Sistemi siz kurarsınız”, bundaki esas yardımcınız da matematiktir.

Resim http://www.matematiknotlarim.com/wp-content/uploads/2015/12/eucliddd.jpg adresinden alınmıştır.

Bununla birlikte matematik ve geometri de yine insanın kurduğu bir sistemdir. Bize pek öğretilmese de bildiğimizin dışında başka matematik ve geometri sistemleri de vardır. Örneğin Öklid geometrisi yüzeyi düz kabul eder, ama Riemann geometrisinde durum farklıdır, dolayısıyla Öklid’de üçgenin iç açıları toplamı 180 derece ederken diğer geometrilerde böyle olmak zorunda değildi. Dolayısıyla esasen matematik ve geometri de varlığını bir ilk kabullenme üzerine oturtur, işte buna “aksiyom” (postulat, belit) adı verilmektedir. Aksiyom ilk kabullenmenin (mesela dairenin iç açısının 360 derece olması gibi) doğru olduğunu kabullenerek yola çıkar. Buradan hareketle diğer Öklid düzlemsel geometrisinin düzlemsel kare, üçgen vb. bileşenlerinin açılarını hesaplar. Derken işin içine mühendislikler girince onlar da bu açı hesaplarından kuvvetlerin dağılımını bulup uygulamayı düşünsel alandan maddeye geçirir. Kullanılan materyalin ne olması gerektiği işte bu noktada işin içine girer, çamurdan motor yapmaya kalkarsanız parçalanır.

Aksiyom nedir?

Aksiyom / postulat / belit şu şekilde tanımlanır: “Başka bir önermeye götürülemeyen ve kanıtlanamayan, böyle bir geri götürme ve kanıtı da gerektirmeyip, kendiliğinden apaçık olan ve böyle olduğu için öteki önermelerin temeli ve ön dayanağı olan temel önermeye belit, aksiyom ya da postulat denir. Ne türlü bir belitten yola çıkılırsa o türlü bir sonuca varılır. Belitlere dayanan bir felsefe, belitlerin yanlışlığı meydana çıkınca çöker.” Bu son cümleye özellikle dikkat ediniz, ilk düşünce yanlışsa matematik sistemin çökeceğini zaten kabullenir, çünkü bütün düşünsel sistem ilk kabullenmeye bağlıdır, ama yanlış ya da eksikse durum değişir, en başa döner.

Biyolojide aksiyom oluşturmak bütün değişkenlerin gözlenmesine bağlıdır

İkinci uygarlık alanımız olan biyolojik bilimler ise zaten var olanın anlaşılmasına yöneliktir. Canlı zaten vardır, biz sistemin içine doğarız. İçine doğduğumuz sistemi anlamaya çalıştığımızda bunu, koşulları değiştirerek (müdahale) sınarız ve anlamlandırmaya çalışırız. Eğer bir değişiklik olmuşsa buna bir açıklama gerekecektir. Örneğin hızla çoğalan kanser hücreleri var, siz bunların bulunduğu ortama bir kimyasal madde ya da radyoaktif ışın uyguluyorsunuz, çoğalmalarının azaldığını ya da durduğunu görüyorsunuz. Dolayısıyla etki elde edilmiş demektir. Ama bu etkinin hangi mekanizmayla olduğunu açıklamaya geldiğinizde yine bir “aksiyom” oluşturmak zorunda kalırsınız. Mesela “DNA’da kırıklar yarattı” sözünü ileri sürebilirsiniz, bu gözlemlenebilir olandır. Ama gözlem baktığınız yerle ilişkilidir, yani uygulama bambaşka neden ya da nedenlere bağlı olarak da bu sonucu vermiş olabilir. Dolayısıyla matematik ve mühendisliğin aksine, biyolojik alanlarda aksiyom oluşturmak çok çok zordur ve genellikle yanılgı ya da eksik bilgiyle sonuçlanır.

Ve elbette mühendisliklerin aksine siz ilk denemeyi hücre kültüründe yaparsanız bunun tam bir canlıda (karaciğer, böbrek gibi metabolizma faaliyeti olan) aynı etkiyi vermesini bekleyemezsiniz. İlk tanımı yanlış koymuşsanız sonraki denemelerinizin bütünü bir nedenle beklenen sonucu vermeyecektir ki bu da başta kanser olmak üzere, bütün tıbbi tedavi disiplinlerinin ortak sorunudur.

İşin kötü yanı, tıpta aksiyomu reddetmek, bir otomotiv firmasının “hatalı üretimi geri çağırması” kadar kolay halledilemez.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir