Kitap önerisi: Mikrobiyota “İçimizdeki mikroplar ve yaşama büyüleyici bir bakış”

Yaşam aslında sadece bizim varlığımızla ortaya çıkan bir süreç değil. Hayvanat bahçesinde bir geziyle başlayan “Mikrobiyota / İçimizdeki Mikroplar ve Yaşama Büyüleyici Bir Bakış”, Ed Yong’un New York Times Bestseller (çok satar) eseri; bunu bugüne kadar en iyi dile getirmiş olan kitaplardan biri olma özelliğiyle ayrılıyor. Zaten Yong aklınıza gelebilecek bütün iyi bilimsel dergiler ve belgesel kanallarına katkılarda bulunmuş.

Bizde okuma alışkanlığı düşüktür, özellikle üniversite öğrencileri, hatta bunların içinde tıp, biyoloji gibi alanlardan olanlar bile sorduğumda “okuduklarına” dair çok az şey söylerler. Bizde tıp genellikle ders notlarından, daha az ders kitaplarından okunur. “Popüler bilim” olarak sınıflanabilecek “Mikrobiyota” benzeri eserler ise “liber vulgaris” (sıradan halk için kitap) sayılıp ellenmez bile. Oysa bu kitaba “eser” dememin nedeni özgünlüğüdür, sadece birkaç olguyu ya da düşünceyi yeniden anlatmakla kalmaz, aslında yazarı Ed Yong’un yaşam seçkisini verir; mikroorganizmalarla kurulan sıra dışı ilişkinin ne boyutlara varabileceğini anlatır.

“Mikrobiyota” neleri anlatıyor?

Bilimin mikroorganizma alemini keşfi Leeuwenhoek’un mikroskobu keşfetmesine dayanır. Nasıl yaptığı bugün bile anlaşılamayan mercek sistemleriyle aslında her yerde bulunan bu canlıları “mikroskopla görülebilen” anlamına gelen “mikrop” olarak tanımlar. Sonrası daha çok Pasteur’e atfedilir, enfeksiyon hastalıkları kavramı doğar, antibiyotikler bulunur, gözle görülemeyen bu canlılar son bir kaç yıla kadar düşman olarak algılanmaya başlar. Bu bir yandan hijyen ve sterilizasyonu, ama beri yandan da otizm, kolit, romatizma gibi hastalıkları beraberinde getirir. Çünkü insanın temizlendikçe kronik olarak hastalanması ile, mercan resiflerinin mikroorganizma örtüsünün bozulması sonucu sararıp solması birbirinden farklı değildir. Mikroorganizmalar içimizde, üzerimizde, etrafımızda yaşayan “çokluklardır”, onlar yaşamı sürdürülebilir kılar. Kimi zaman bir canlının biçimini, kimi zaman cinsiyetini, ama ne olursa olsun sağlığını bu mikroplar kazandırır.

Doktorlar okumaz, siz okuyun ki tıp da gelişsin

Kitap Domingo yayınlarından çıktı, Dr. Şiirsel Taş’ın çok iyi tercümesiyle dilimize kazandırıldı. Eğer kitapçıda rastlar da “dur bir sayfalarını karıştırayım” derseniz sakın zor telaffuz edilen adların bolluğuna takılıp korkmayın. Kitap aslında mikroorganizmaların kurduğu ve koruduğu bir sistemin, ta okyanus derinliklerinden, sizin bağırsaklarınıza kadar nasıl işlediğini anlatıyor, adların önemi yok. Biz bunların bir kısmını zaten yoğurt, kefir yaparken kullanıyor, bir kısmına da kendi vücudumuzu beslemeleri için kaçınılmaz olarak ev sahipliği yapıyoruz.

Tıp mensuplarının çoğu hala bağırsakları egzost, mesaneyi rezervuar olarak bilir. Mikrobiyota yabancı kongrelere konu olmadığı sürece de bu durum değişmez, çünkü onlar okumazlar, ama artık sokaktaki insan bile mikrobiyotayı biliyor. Eskinden yabancı dil sorunu vardı, kaynağa erişemezdik. Bugün bunların çoğu popüler bilim kitapları olarak Türkçeye kazandırıldı. Tam da bu nedenle artık kitap tanıtımının bir zorunluluk haline geldiğini düşünüyorum. Domingo yayınları ise layıkıyla seçici, bugüne kadar üstün körü bir kitap yayınlamadı.

Mikrobiyota’yı okuyarak neler kazanırsınız:

Yabancı meslektaşlarımızın birbirini yemek yerine nelere odaklandığını görürsünüz.

Mikropların dışkı transplantasyonundan sıtma kontrolüne kadar önlerinin açık olduğunu anlarsınız.

Çocuğu bağa bahçeye götürmenin zorunlu olduğunu fark edersiniz.

Künye:

Kitabın orijinal adı: I Contain Multitudes (İçimde Çokluklar Var)

Yazar: Ed Yong

Türkçeye kazandıran: Şiirsel Taş

Toplam 400 sayfa, ama ana metin bunun dörtte üçünü oluşturuyor, gerisi notlar ve kaynakça.

Yayınevi: Domingo

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir