Toplumsal yapıyı çözmenin basit ve güvenli yolları (II): Fareler nasıl öldü?

Geçen hafta yazamaya başladığımız Universe 25 Deneyi, yöntem ve bulgular konusunda açıktır, ama sonuçların yorumlanması nedense doğrudan dar alanda nüfus artışının etkilerine odaklanmıştır. Deneyi ve gözlemleri yeniden hatırlayalım: “Yaklaşık 2.5 metreye 2.5 metre tabanı ve 90 cm duvar yüksekliği olan bir kapalı kutu düzenekte, her duvarda zeminden 50 cm yüksekliğe kadar dikine çıkan, duvara yapışık 16 tane tünel ve her tünelde 4 adet oda, toplam 256 oda kurulur. Isı kontrollü ve sürekli gıda eklenen bu ortama sağlıklı 4 dişi 4 erkek fare bırakılır ve gözlemlenir” (deneyin detayını http://www.matematiksel.org/bir-toplum-nasil-yok-olabilir-universe-25-deneyi/ sayfasından okuyabilirsiniz).

Resimler: John B. Calhoun deney ortamında (http://www.insanokur.org/wp-content/2016/11/2.png adresinden alınmıştır)
Resimler: John B. Calhoun deney ortamında (http://www.insanokur.org/wp-content/2016/11/2.png adresinden alınmıştır)

2200 fare beklenirken hepsi ölür

Deney aslında John B. Calhoun’un laboratuar ortamında fareler için kurduğu bir cennet (ütopya) olarak planlanmıştır, yani yiyecek, barınma gibi temel ihtiyaçların tamamen yeterli olduğu, doğal düşmanların ise olmadığı cennet benzeri bir düzenekte ne olacağı, hayvanların nüfus olarak kaça erişecekleri ve düzenlerinin gözlemlenmesi amaçlanır. İlk 104 gün fareler ortama alışır  (ilk evre; yaşam alanları seçilir, yuvalar düzenlenir). İkinci evrede hızlı bir nüfus artışı başlar (patlama evresi; 315. günde 600’ün üstünde nüfus). Derken beklenenin dışında değişiklikler olur, bazı odalar kapasitelerinin çok üstünde iken, diğerleri yarı dolu ya da boştur. Huzursuzluk başlar, erkek fareler yuvalarını koruyacaklarına avluya çıkıp zayıflara saldırır, yaralar ya da öldürür, beri yandan cinsel tercih değişiklikleri baş gösterir. Dişiler yavrularını korumaktan vazgeçer, hatta saldırıp yer (duraklama evresi). Sonuçta beklenen gerçekleşmez, 560 günde 2200 fareye erişileceği tahmin edilirken 610. günde nüfus 100’ün altına düşer (ölüm evresi, bize göre “koloni çökmesi”). Bu gözlem içinde fark edilen, bazı fareler kendilerini bu ortamdan soyutlar, üst kattaki yuvalara çekilip olan bitene bulaşmaz, beslenip kendi bakımlarıyla ilgilenirler, ama çoğalmazlar. Calhoun bunları “beautiful ones” (güzel olanlar) diye adlandırır, çünkü yara bere içinde değil, bakımlıdırlar. Ama bunlar başka bir kafese yerleştirildiklerinde de üreme istekleri olmadığından yaşlanarak ölürler. Sonuçta koloninin bütünü kaybedilmiş olur.

1

“Beautiful ones” kimlere karşılık gelmektedir?

Deney ve bulguları açıktır, ama anladığımız kadarıyla sorun yorumda ortaya çıkar. Çünkü Universe 25 Deneyi gökdelenlerin giderek arttığı şehirlerde nüfusun karşılaşacağı sorunlara model olarak algılanmıştır. Olayı yaşamış hiçbir fare de “şöyle hissettim, pişmanım” demeyeceğine göre, nüfus çöküşünün açıklamasını aşırı yoğun nüfusa bağlar. Oysa deney zaten çok daha fazla farenin rahatlıkla yaşayabileceği bir ortam biçiminde planlanmış, temizlik vb. altyapı hizmetleri de yerine getirilmiştir, yani kırılmanın başladığı nüfus optimum ya da koşullar kötü değildir.

Deney o nedenle başka yorumları da hak eder görünmektedir. Ama burada yanıtlanması gereken sorular şunlar olmalıdır:

  • Koşullar son derece elverişli olmasına rağmen sosyal yapı neden bozulmuş, saldırganlık (darp), ilgisizlik (bebek ölümleri) neden artmıştır? Cinsel eğilim neden değişmiştir?
  • Kaynakların tamamen yeterli olmasına ve doğal düşman da bulunmamasına rağmen ortam neden cennet yerine cehenneme dönüşmüştür?
  • Sorun deney ortamında mıdır, farelerde midir?
  • Peki hiçbir şeye bulaşmayan, sadece kendilerine bakan, ama üreyemeyip yaşlanarak ölen “beautiful ones” nasıl açıklanmalıdır?
  • Bütün bunların bizim toplumumuzda ve “öğretilerde” bir karşılığı var mıdır?

Yorum gelecek haftaya kalıyor, lütfen siz de düşünün.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir