Batı Akdeniz Ekonomisini Geliştirme Vakfı (BAGEV) ile Antalya Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği’nin ortaklığıyla düzenlenen Batı Akdeniz Küçükbaş Hayvancılık Çalıştayı, 22 Ocak 2015 tarihinde Antalya’da yapıldı. Biz çalıştaya sizin adınıza katıldık, üretim ve sorunlar konularında bilgi almanın ötesinde, tüketici nezdinde oluşmuş “koyun ve keçi eti konusundaki hurafelerin” nasıl aşılacağını da analiz ettik. Bu hurafelerin ilki keçinin bir orman zararlısı olduğu biçiminde, hatta bir zamanlar ders kitaplarına da girmiş hatalı bilgi. Keçi ağaçların filizlerini yediğinden özellikle belli boya erişmiş ağaçlık alanlarda otlatılması gerekiyor, ama keçi bir orman zararlısı değil. Bunun en açık göstergesi ise, otlatmanın yasaklandığı dönemlerde orman yangınlarının artmış olması, zira keçi yangın çıkmasını kolaylaştıran zemin kuru ot tabakasını da yemekte. İkinci hurafe ise, keçi etinin ishal yaptığı yönünde ki, bu yakıştırmanın da gerçekle bir alakası yok. Yazının bu bölümünde mevcut durumu bir haber niteliğinde sunacağız, keçi ve koyunun beslenme açısından neden önemli olduğunu bilahare inceleyeceğiz.
Çalıştayın açılışında konuşan BAGEV Başkan Vekili İbrahim Solak, Antalya, Burdur, Isparta ve Afyon illeri ve ilçelerini kapsayan BAGEV’in 2002’de kurulduğunu, çalıştayı da üreticilerin ve tüketicilerin sorunları için çözüm arayışı amacıyla düzenlediklerini belirtti. Et ve süt fiyatlarının yetersizliği nedeniyle nüfus üretimden çekilmeye başladığını söyleyen Solak, etin ve sütün birlikte düşünülmesi gerektiğini, küçük ve orta boy işletmelerin sayısının, yem kalitesinin ve otlakların artırılmasının büyük önem taşıdığını vurguladı. Solak’ın verdiği bilgilere göre küçükbaş hayvan miktarı 1997’de 51 milyon iken, 2003’te 38.5 milyona gerilemiş, bununla birlikte, 1990’daki 56 milyon nüfusa karşılık 1990’da 77 milyon nüfus ve ayrıca 35 milyon turist var. Hayvanların yüzde 11.6’sı Akdeniz ve çoğu Batı Akdeniz’de. Bunların yaklaşık yarısı Antalya, dörtte birlik bölümleri de Isparta ve Burdur’da yer almakta.
Birlik Başkanı Öztürk: Hayvan sayısı 2010’dan bu yana yükselme eğiliminde
Antalya Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Zeliha Öztürk bölgenin aslında bir teke bölgesi olduğunun altını çizerek, 2013’te 29 milyonu keçi olmak üzere, toplam 38 milyon hayvan bulunduğunu açıkladı. Hayvan sayısı 2010’dan bu yana yükselme eğilimine girmiş, bunun en önemli nedeni Bakanlığın destekleme politikasının olumlu yansımaları. Öztürk’ün verdiği bilgilere göre küçükbaş hayvanlardan 2013 yılında 103 bin tona yakını koyun, 23 bin ton yakını keçi olmak üzere toplam 126 bin ton et ve toplam 1,5 milyon ton da süt üretilmiş. Batı Akdeniz Bölgesi ise Türkiye keçi varlığının yüzde 9’unu, koyun varlığının yüzde 2,6’sını barındırmakta. 2009’da hızlı bir düşüş yaşanmış, buna otlatma alanlarının “keçi orman zararlısıdır” mantığıyla kapatılmasının büyük etkisi olmuş. Neyse ki 2010’da bu hatadan dönülerek ormanlık alanlar keçi otlatmasına açıldığında keçi varlığı yeniden artışa geçmiş. Bugün Toroslar gibi yüksek yerlerde kıl keçisi, orta yüksekliklerde Honaslı yetiştirilirken Saanen ve Halep ırkları da çiftliklerde yetiştirilmekte. Envanterde 800.000 baş hayvan bulunmakta ve 42 bin ton süt toplam süt üretiminin yüzde 10’unu oluşturmakta. Üç ilde 761 bin baş koyun bulunmakta ve TUİK verilerine göre Türkiye’nin keçide yüzde 9’unu ve koyunda yüzde 2.6’sını oluşturmakta. Üretim 2010’dan sonra artmış, Batı Akdeniz bölgesinde bulunan 3 ilimizin toplam keçi sütü üretimi 42 bin 591 ton ile, Türkiye üretiminin yüzde 10’unu oluşturuyor. Yılda 27 bin ton koyun sütü alınmakta. 2014 itibarıyla 1 milyon 223 bin 752 anaç destek amacıyla bakanlığa bildirilmiş.
Rektör Saatcı: Küçükbaş hayvancılık bir memleket meselesidir
Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Rektörü Mustafa Saatcı ise küçükbaş hayvan yetiştiriciliğin tam anlamıyla bir memleket meselesi dolduğunu, 1990’lı yıllarda küçükbaş hayvancılığının yok olma tehlikesi ile karşı karşıyayken, belli bir yerde frene basılmasıyla tehlikeyi atlattığını vurgulayarak sözlerine başladı. Akdeniz havzası Avrupa ülkelerinin genç yaştaki oğlak etini tüketen ülkeler olduğunu belirten Saatcı, artan talebin karşılanamadığını belirten Saatcı şunları kaydetti: “Bizim şartlarımız organik yetiştiriciliğe çok yakın. Biliyoruz ki organik yetiştiriciliğin bir takım kıstasları var. Buna uyulduğu takdirde et ve süt gibi çok değerli iki tane madde üretilir. İşte biz bunu genel anlamda organik yetiştiriciliğine soktuğumuz takdirde çok rahat bir şekilde Akdeniz bölgesine satmış oluruz. Avrupa piyasasına baktığımız zaman dışarıdan aldığı tek kırmızı et kalemi koyun eti. Kendisine yetmiyor, dışarıdan temin ediyor. Daha çok Avustralya’dan alıyor. Biz hemen yanı başındayız. Kriterlerimizi tamamladığımız zaman küçükbaş yetiştiriciliğinde gerçekten çok ciddi bir pazar olur. Bırakın dışarısı, ülkemizdeki kırmızı et açığı tamamen kapanır. Et açığını kapatmanın tek yolu küçükbaştır”. Teke yöresinin bir kültür olduğunu ve bu kültürü oluşturanın da keçi olduğunu kaydeden Saatcı, “Maki ve keçi aslında birbirlerini, tamamlayan unsurlar, öyle ki maki kökünden kesmediğiniz sürece kurumuyor” dedi.
Ziraat Bankası Antalya Bölge Başkanı Fatih Şahan ise, kurumun yurt sathındaki 1712 şubesiyle hizmet verirken, küçükbaşa dört yılda 2.5 milyar TL destek kredisi aktarıldığını; Kilis, Halep, Tiftik ve Saanen soylarının kredi alabildiğini ve çok yıllık yem bitkilerine de 10 dekara 2.5 milyon TL yüzde 75 sübvansiyonlu kredi verildiğini vurguladı.