Tıbbın içine düştüğü durum, lütfen iyi okuyunuz

Yaklaşık son yirmi yıldır toplumun büyük kısmına bulaşmış olan “konum elde edeyim, daha çok kazanayım, başkasının ne olduğu umurumda değil” yaklaşımının en üzücü kısmını kuşkusuz tıp oluşturuyor. Ticaret erbabı olan kesimde bu anlayış biçimi “nasıl olursa olsun en ucuzunu elde edeyim ve bol bol satayım” biçiminde meydana gelirken, hizmet sektörlerinde de daha farklı bir anlayış bulunmamakta. Bankalar kredi satma ve kar maksimizasyonunu hedeflerken, imalat sektörü de “üretme, en ucuz kaynaktan elde et sat” yaklaşımını benimsedi. Ve elbette bu durum sadece Türkiye’ye özgü değil, bu coğrafya ağırlıklı olmak üzere aslında dünyanın genelini ilgilendiren bir dejenerasyon biçimi. Böyle olunca da sağlık, kültürel bileşen bir tarafa, genel değerler açısından da erozyon ortaya çıkmakta.

Isparta’da bir köyde halk konuşması
Isparta’da bir köyde halk konuşması

Yıpranma durumunun en çok sağlıkta görülmesi kuşkusuz bir rastlantı değil. Beyaz en kolay kirlenmekte, ama etkisi de en şiddetli olmakta. Düşününüz ki bir doktor sadece para kazanmaya odaklanmış, işini iyi yapsa bile, hak ettiğinden ya da hastanın ödeyebileceğinden çok daha fazlasını talep etmekte, meslek etiği açısından yeterince utanç verici bir durum. Ama ötesi de var, yani aslında bir şey bilmemesine rağmen durumu aşırı tetkiklerle, gereksiz girişimlerle kurtarmaya çalışmak hastaların olduğun kadar, sağlığını korumaya çalışanların da canını yakmakta. Basit örneklerini anlatalım; hasta mesela karnının ağrıdığı şikayetiyle hastaneye başvuruyor, yapılan tetkikler silsilesinde tiroidinde nodül saptanıyor, şikayetle ilgili olmamakla birlikte tiroit ameliyatı olup çıkıyor. Benzer durum belirti vermeyen safra taşları için safra kesesinin alınması  ya da küçük bir sorunun abartılarak yaratılan endişe zemininde hastanın sonuna kadar sömürülmesi biçiminde de ortaya çıkabilir. Bir lökosit düşüklüğünün araştırılması sevdasıyla özel sağlık sigortasından 40 bin lira tüketilip sigorta iptalinin gerçekleşmesi, “bu test lazım” denip örneklerin Amerika’ya gönderilip hiçbir işe yaramayan sonuçlar için birkaç bin dolar alınması çok sık rastlanan örneklerden.

Bugünü mumla arayacaksınız

Ne var ki iş öğrenci eğitimine de yansıdığında “bu günlerin de mumla aranacağını ileri sürmek” yanlış olmayacak. İşlerini tamamen kazanca odaklamış doktorlardan bırakınız bilimsel araştırma ya da geliştirme ortaya çıkarmalarını, yerlerine yeni doktorlar yetiştirmelerini beklemek de bir hayal. Mesleğin değerlerini savunması gereken meslek odaları, zaten ana ilgi alanlarını çok uzun süredir politikaya çevirmiş olduklarından, değil büyük bir değişiklik, küçük bir uyarı ya da temenni sözlerini bile “sen devrim istiyorsun” şeklinde yanıtlamaktalar. Aşağıda yer alan metin durumun bir tıp öğrencisinin gözüyle yapılmış tanımıdır. Lütfen iyi okuyunuz:

“Duygusal olarak sorunu dert edinen kimse yok”

“İnanın nereden tutarsanız elinizde kalacak bir sistem var şu an tıpta. Dönem 1 sınavlarından profesör öğretilerine kadar hepsi endüstrinin ve rantın destekleyicisi, uluslararası arenada büyük sermaye sahiplerini destekleyici projelere kapı açan, ki kastım milyarlarca dolarlık ilaç sektörüdür ve niceleri, bir sistem, bir algoritma ezberi. Bugün halkın sağlığını kimsenin önemsediği yok. Duygusal olarak böyle bir şeyi dert edinen bir sistem de yok.

Hocalar muayenehanelerine kapanmışlar, asistan ve yan dalcılar, ezbere bilgiyi pratik hayata daha makinevari ve tümdengelim tepeden inmeci bir yaklaşımla uygulama çabasındalar. Sözgelimi birçok araştırma var hastanın psikolojisinin düzelmediğinde hastalığın vücuttan sökülemediğine dair…

Hocam. Buna bir örnek, telkin ve iyi niyetle halledilebilecek basit hastalık psikolojilerinde bile kimsenin elini taşın altına koymayıp, saman kağıdından kağıtlara psikiyatri konsültasyonu istemeleri, pediatrik ve metabolik hastalıklarda dikte ettirilen tedavi yöntemlerinden başarı sağlanamayınca, insanlara “artık sen öl, yapacak bir şey kalmadı” denmesi bir kaç küçük örnek olarak verilebilir.”

Son ara başlığı yeniden vurgulayalım, “duygusal olarak böyle bir şeyi dert edinen bir sistem yok”, her alanda yalnız ve korumasızsınız.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir