Bileşik form (kimera) sadece yapıya değil, işlev ve kişiliğe de yansır

Geçen hafta sözünü ettiğimiz insanın kimera modelini destekleyen pek çok önermede bulunabilinir. Genel kısıtlılık “içine doğulan dünyayı anlamak” olduğunda önermeler de aslında insandan değil, hayvan ve bitki modellerinden gelir. Bunlar aynı örüntünün farklı biçimleridir, dolayısıyla biçim doğru bakış açısına oturtulursa arkada yatan anlam ortaya çıkar. Ancak öyle ya da böyle açıklanması çok zor “özgül” durumlar vardır. Mesela, yaşamının ilk dokuz ayını anne karnında, oksijeni de damar yoluyla alan canlı nasıl olur da bir anda akciğer solunumuna adapte olur, bunun açıklanması zordur. Benzer durum işi kan pompalamak gibi görünen kalp, var olduğumuzu algılamamızı sağlayan beyin gibi organlar için de geçerlidir, çünkü bunlar özgüldür, benzeterek açıklamak bu nedenle mümkün olmaz.

Resim: Wonder Women, bilimkurgu sinemasının yeni kimerik karakteri (resim https://www.wired.com/wp-content/uploads/2015/09/wonderwoman.jpg adresinden alınmıştır.)
Resim: Wonder Women, bilimkurgu sinemasının yeni kimerik karakteri (resim https://www.wired.com/wp-content/uploads/2015/09/wonderwoman.jpg adresinden alınmıştır.)

Davranışın kimera biçimleri

Kimeralar elbette sadece biçimsel anlamda olmaz, işlevsel kimeralardan da söz edilebilir. “Kedi gibi uysal”, “koyun gibi melul”, “yılan gibi sinsi” betimlemeleri aslında davranış modellerinin de kimeraya dönüşebileceğini anlatır. İnsan mevcut hayvan davranış özelliklerinden birini gerçekten bünyesinde barındırabilir mi, doğrusu bu da mümkün görünmektedir. Dolayısıyla konu Carl Gustav Jung’un “arketipler” açıklamasına gider. Bir canlı, vücudunun gelişiminin başlangıç aşamalarına bilinçli müdahalede bulunamaz. Peki aynı şey neden içinde yaşattığı davranış modelleri için söz konusu olmasın? Derslerde son derece disiplinli davranan bir öğretmen, öğrencisinin sorunu karşısında aynı derecede şefkatli olabilir. Günlük yaşamında ileri derecede sakin olan biri, stres anında tahmin edilemeyecek düzeyde sert çıkışlarda bulunabilir. Görünen o ki kimera yapısı sadece biçime özgü değildir, duygu ve kişilik yapısını da kapsar.

Sinematografinin kimeraları

Kimera nihayetinde mitoloji ve bilimkurgu filmlerinin de ana konularından birine dönüşür. İnsanlar içlerinde farklı özellikleri barındıran kişiliklere çok uzun süreden beri ilgi gösterirler, en ilginç anlatımlar bu kişiliklerin betimlenmesi üzerine kurulur. Mitolojinin binyıllardır unutulmadan kalmasının aslında pek bir açıklaması yoktur, unutulmaz, çünkü onu ayrıcalıklı kılan bileşenler zaten günlük yaşamda kendini tekrarlar. Teknolojinin işitsel ve görsel efektlerinin olağanüstü geliştiği günümüz Hollywood sineması, mitolojiden devraldığı karakterleri (kısır döngüye girmediği sürece) bu sayede yeniden harmanlayarak defalarca verir. Aslında bunlar zaten kullanılmış karakterlerdir, yeni baştan biçimlendirilirler. Ekranın hakimiyetinin giderek arttığı bir ortamda, yeni konu bulunması çok zor olsa da, eski konuya yeni kimera oluşturmak nispeten daha kolaydır.

Örneğin olağanüstü savaş yeteneği olan Wonder Women aslında DC Comics’in bir karakteridir. Karakter eskidiğinde onu mitolojiyle harmanlayıp, uçma becerisi bile olan bir Xena’ya (Zeyna) dönüştürmek son derece mantıklıdır. Bir sonraki aşama yeni karakteri günümüz tarihine uydurmaktır, aslında “Batman’in Gotham şehri” düşüncesi artık Londra olacaktır. Lakin yeni karakter nedense artık Amerikan değildir, İngiliz özellikleri taşımaktadır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir