Hemen herkes farkında, medya ile ilgili ciddi bir değişim var. Biz haberleri yakın zaman kadar kütle medyası üzerinden alıyorduk. Kütle medyası denince akla ilk gelen televizyon kanalları olsa bile, bel kemiğini aslında gazeteler oluşturur. Televizyon haberi bir kere, bilemediniz iki kere verir, ama gazete gün boyunca ortalıktadır. Muhalefetin önemini bilen ülkeler medyadaki çeşitliliği korurlar, çünkü muhalefet olması aslında iktidarlar için büyük şanstır. Öyle ki görüntüde muhalefet bile en azından çatacak bir hedef olmasını sağlar, yani konuştuklarınız boşa gitmez. Köşe yazarları konu bulmakta daha serbesttir, yazarlar arası atışmalar gündemi tek başına kurtarabilir. Muhalefetin olmasından rahatsızlık duyan iktidarlar ise bunu ortadan kaldırmaya çalışır. Zaman içerisinde köşe yazarları tasfiye edilirken, yerlerini iktidar yanlısı kalemlere bırakır. Derken genel yayın yönetmenleri de değiştiğinde artık muhalefet edecek kimse kalmamıştır.
Medyada durumun bu aşamaya taşınmasındaki en büyük etken kuşkusuz “patron medyasıdır”. Patronun medyasında amaç haber aktarmak değil, patronun diğer işleri için kamuoyu gücü yaratmaktır. Mesela alınması gerekli bir enerji ihalesi söz konusudur, patron medyası muhalefet rolünü üstlendiğinde iktidar ister istemez ihaleyi yönlendirmek zorunda kalır. Bizim ülkemizin medya geçmişi böyle örneklerden zengin olduğu için, güçlü bir iktidar medyanın kontrol edilmesini hükümetin ve yapacaklarının teminatı olarak görür. Aslında ortada muhalefet falan yoktur, muhalefeti patronun çıkarları doğrultusunda yönlendirebilecek bir basın gücü vardır, uzlaşmaları zor olmaz. Patron lehine alınacak her bir ticari karar, muhalif kalemlerle bedel olarak ödenir. Bu da yetmediğinde sadakatinden şüphe edilmeyen bir patron desteklenerek kalan ana medya da kontrol altına alınır.
İş aslında bir denge oyunudur
İşin püf noktası da buradadır: Bu bir denge oyunudur, halk bütün gazetelerin ele geçirildiğini düşündüğünde artık gazete almayı bırakacağından medya toptan kaybedilmiş olur. Verilen tepki tirajlardan bellidir, ama manipülasyonlarla bir süre saklanır. Derken alternatif medyalar ortaya çıkmaya başlar. Kovulan yazarların çok okuru olanları genellikle bir iki gazetede toplanarak alternatif medya gücünü oluşturur, bir kısmı ise günümüzde “yeni medya” olarak adlandırılan internet ortamına yönelir. Medya artık ekranlardadır, üstelik elektronik ortamda yayıncılığın kağıt, ofis vb. maliyeti de yoktur. Derken buna sosyal medya platformları eklendiğinde haberin yayılması televizyon haberciliğinin bile kat be kat önüne geçer. Bir düşünün, zaten yüzlerce kanal vardır, çoğu zaten haberle ilgili değildir, bir beyanatın duyurulması için bile “zorunlu yayın” söz konusu olabilir.
Televizyonun alternatifi olarak Youtube
Günümüzde medyanın varlığı artık hızla televizyon ya da gazetelerden uzaklaşmaktadır. Artık haber bir link olarak hazırlanır ve servis edilir, çünkü bu bağlantı ana kaynağa göre Twitter ya da WhatsApp üzerinden çok daha hızlı yayılmaktadır. Görüntülü medya ise yayın kanalı olarak özellikle Youtube’a yönelmektedir. Zira Youtube istenildiği zaman izlenebilir, zaten haber ve hatta magazin programlarının önemli bir bölümü programı Youtube’a yüklenir.
Sonuç olarak orantısız ve gereksiz sansür önce ana medyayı vurur, oyunun kazananı çok hızla genişleme ivmesi yakalayan yeni medyadır.