Tarih yazanlar bazı şeyleri saptırır, Marie Antoinette’in “ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler” sözünün gerçekliği tartışılır; dahası pasta Fransızcada makarna anlamına gelir. Maksat kraliçenin onu seven halk içindeki itibarının sarsılmasıdır, ama hikayenin bütünü, sekiz yaşındaki çocuğunun hapishanede ölüme terk edilmesi dahil, son derece hüzünlü ve insanlık dışıdır.
Oysa gerçek pasta doğum günü, yıldönümü vb. özel günlere özgü hazırlanan zahmetli bir üründür. Aslında tek bir ürün de değildir, kaliteli ürünlerin üst üste getirilmiş bir bileşimidir. Masraflı olması bu bileşenlerin kalitesi ve işçiliğinin maliyetine bağlıdır. Keke benzer bir baz hamur hazırlanır, bu kat kat kesilir, sonra arasında krema, meyve, çikolata ya da her ne istenirse o konur ve sonra yine kremayla kaplanır. Burada eğer gerçek krema kullanır, malzemeyi sakınmazsanız ürün kaliteli, ama ister istemez de pahalı olacaktır. Pasta konusunda ısrarlı enler maliyete katlanmak zorundadır.
(Yeni yıla kendinize ve çevrenize gösterin, ama bu çaba ister.)
Her ürünle iyi pasta yapılamaz
Pastayı kendine özgü yapan malzemenin kalitesinin ötesinde, bileşenlerin arasındaki ahenktir. Diyelim ki çikolatalı pasta yapacaksınız ya da alacaksınız, bunun içine konan parça çikolatanın ya da kullanılan kakaonun kaliteli olması yetmez, bütününde bir uyum sergilemelidir. Pasta kat kat tabakalardan oluştuğundan bu tabakaların her biri ayrı tat olarak hissedilmeli, biri diğerine baskın olmamalı, ama beri yandan çiğnenmeyle birleştiğinde de nihai sonuç bir tat cümbüşüne dönüşmelidir. Kaliteli bir pasta bu beklentinin karşılanmasıyla ortaya çıkar, o nedenle pasta yapmak her pastanenin harcı değildir. Bizim İstanbul çerçevesinde bile düşündüğümüzde sayabileceğimiz pastane sayısı bu anlamda üçü-beşi geçmez. Elbette diğerleri de pasta görünümlüdür, lakin ya çok ağır ya da kalitesizdir. İşin kötüsü pastanelerin zincirleşmeleri bu kaliteyi ciddi biçimde bozar.
(Yeni yılda yaşamı harmanlamayı bilin, hayat farklılıklarla güzel.)
Pasta bir ustalık işidir
Pasta bir ustalık işidir, ama evde yapılan pastalar da mükemmel olabilir, bu yapanın becerisine bağlıdır. Mesela meyveli pasta yapmak, eğer kremayı yapmayı becerebiliyorsanız zor değildir, bunu isterseniz kabaklı da yapabilirsiniz, çilekli de olabilir. Genellikle hafif ve lezzetli bir ürünle sonuçlanır. Pastaneden alınanlar ise bu kadar hafif olmaktan ister istemez uzaklaşır, karman çorman bir içeriğe albenili görünmesi için kaplanan kalın bir kabukla istenilen şekil ve görünüm kazandırılır. Bunlar son derece pahalı, ama yenebilir olmaktan uzaklaşan ürünlerdir. Butik pastaneler de pastanın kaliteli olması açısından güvence sunmaz, daha çok “masallardaki görünümde” pastalar hazırlar. Oysa çok daha iyi bir pasta evde de yapılabilir. Pasta aslında sembolik bir şeydir, kutlamanın ruhunu yansıtır, ama asla kaliteden ödün verilerek hazırlanmamalıdır. Sembolik bir şey bile olsa, dış görünümü sıra dışı olacak diye abartmak hatalıdır.
(Şatafattan çok içerikle ilgilenmek hayatı anlamlı ve keyifli kılar.)