Yapay zekayı çok fazla tartıştık, dolayısıyla yaratıcı zeka ve yapay zekâ kavramlarını tıbbın içine uyarlayarak sonlandıralım. Geçtiğimiz hafta sonu bu sorulara ucundan dokunan bir konuşmayı Erzurum Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencilerinin düzenlediği bir sempozyumda dile getirdik. Bir konu, o konuda bir şeyler yapmış, daha doğrusu aşama kaydedip unvan almış birine anlatıldığında genellikle tutucu davranır. Oysa aynı konuyu henüz öğrenme aşamasında birine anlattığınızda beyin henüz format görmediği için yarım yamalak anlamasına rağmen anlatılmak istenen kavramı dolaylı olarak hissedebilir. Unvan bu hissiyat melekesini kapatan önemli unsurlardan biridir, çünkü disipline olan aidiyet onun sorgulanmasını “büyüklerine bırakır”, ne denirse onu tekrarlar.
Öğrenci farklı bakış açısını algılayabilse de elbette değerleme kapasitesinden henüz yoksundur, yani nereye oturtacağını bilemez. Sizin anlattıklarını ne kadar aykırı olursa olsun, çok değil birkaç saat içinde uçup gidecek, geriye “ilginç bir konuşmaydı” anısı kalacaktır. Ama bu kez anlatılanların başka bir şey olduğunu söyleyen arkadaşımız oturumun başkanlığını yapan meslektaşımız oldu, ziyadesiyle mutluluk vericiydi, konuya hakim bir patolog meslektaşın anlatılanın farklı bir şey olduğunu ifade etmesi yarım saatlik konuşma için sabahın üçünden gecenin ikisine kadar yolculuk yapmanın yorgunluğuna değdi.
Komutun ortaya çıkardığı resimler
İlginçtir, bu toplantıda kıdemli meslektaşlarımızın da yapay zekayla haşır neşir olduklarını gördük, bu gidişle kendine bir yapay zeka partneri oluşturmayanın garip kalacağı bir döneme gireceğimizi söylemek mümkün. Arkadaşımızın kullanım amacı ise farkıydı, “içinde yeni doğan, umut, mutluluk temaları olan bir resim oluştur” komutuna güzel bir kolajla cevap vermişti. Bu tür yaklaşımlar elbette “bakalım ne çizecek” merakını karşılamak açısından eğlenceli. Ama mesele ucu açık soru ya da bilgi derlemesi yerine farklı anlam üretme becerisi olduğunda yapay zekanın ne öngöreceği daha eğlenceli. İşte tıp için bu tür sorulara “felsefi soru” adını veriyorum.
Yapay zekaya tıp soruları
Birkaç örnekle açıklamaya çalışalım ve isterseniz siz de kendi yapay zekalarınıza sorup yanıt almaya, alırsanız da bana iletmeye çalışın:
- Işık göze dıştan içeriye olacak biçimde girer, ama biz de içeriden dışarıyı görürüz. Bu durumda görme eylemi içeriden dışarıya mı yoksa dışarıdan içeriye mi olur? Soru basit gelebilir, ama maalesef yanıtlaması o kadar kolay değildir, içerinin ne olduğunun tanımlanmasından öte, eylemin yönü bağlayıcı olduğundan yapay zekanın yanıtını ben de merak ederim.
- İkincisini muhtemelen bir zamanlar yazmışızdır, tekrarlayalım. Vücudun bütün iskelet kasları karşı yönlü hareketlerle işlev görür. Örneğin kolunuzu gövdenize yaklaştırırsınız, gücü kestiğinizde eski pozisyona gelmez, getirmek için karşı kas gurubunu kullanırsınız. Kalp ise iskelet kası yapısına benzemekle birlikte hep tek yönlü kasılır ve sonra içindeki fibröz iskelet sayesinden norm pozisyonuna döner. Biz eklemin içe kırılmasına fleksiyon, dışa dönmesine ekstansiyon, vücuttan uzaklaşmasına abduksiyon, vücuda yaklaşmasına adduksiyon deriz. Bu durumda kalbin içe doğru kan pompalaması eylemi bunlardan hangisiyle adlandırılabilir?
Bu sorular artırılabilir, felsefi soru üretmek zor değildir, ama irdeleme gerektiren unsurlar taşır. Sorulara dilerseniz siz de yanıt üretmeye çalışabilirsiniz, yapay zekaya sorarsanız sonucu bildirmenizden mutluluk duyarım.