Adalet ve Kalkınma Partisi’ne bağlı belediyelerin alkollü içeceklerin satışı ve içkili restoranların yerlerinin yeniden düzenlenmesine ilişkin görüşleri ve uygulamalarını büyük bir ilgi ve merakla izlemekteyiz. Ülkemizde alkol tüketiminin azaltılmasında büyük katkılar sağlayacak olan bu proje sayesinde genel ahlak düzeyimizin hak ettiği yeri bulacağı da kuşku götürmemektedir. Alkolün bütün kötülüklerin anası sayıldığı hatırlandığında her ne kadar “ana gibi yar olmaz” deyişi aklımızın bir köşesine sinsice takılsa da, nizama gelmemekte direnen bir toplum için daha hayırlı bir girişim de düşünülemez.
Ne var ki projenin dikkatle irdelenmesi gereken başka noktaları da bulunmaktadır. Bunlardan birincisi kuşkusuz satışı durdurulan bu ürünün müptelası olanların, ona erişmek için bambaşka yöntemler geliştireceğidir. Her yasak beraberinde yeni çözümler getireceğinden olsa gerek, alkollü içeceklerin raf altı satışlarının artacağını tahmin etmek için müneccim olmak gerekmemektedir. Küçük bir ek ücret karşılığında vatandaşın bu talebini karşılamak konusunda çok sayıda bakkal gönüllü olabilecektir. Ancak diğer müşterilerin yanında “rakı, şarap” gibi isimler telaffuz edilemeyeceğinden, “tosun, şakayık” gibi yeni bir jargon ortaya çıkacak, Türkçemiz simgesel konuşma açısından giderek zenginleşecektir. Bazı yörelerimizde bu jargon olasılıkla yasağı koyan yerel yöneticinin adıyla bütünleşecek, “bana bir ufak Recep ver” gibi cümleler sayesinde bu güzide kişilerin adları ölümsüzleşecektir.
İçkili restoranların kentin dışında bir yerlerde toplanmalarının etkisi ise daha dramatik olacaktır. Kent içerisinde dağınık yerleşim gösteren işkembeciler ve kokoreççiler restoranlar bölgesi yolu üzerine taşınacaklardır. Değişik illerin restoranlar bölgelerinin bulunduğu güzergahlar bir süre sonra yeni bir ağ yapısını meydana getirecek ve karayolu güzergahı da buna ayak uydurmak zorunda kalacaktır. İçkili restoranların bulunduğu yöreye ister istemez bir süre sonra başta taksi olmak üzere çeşitli ulaşım araçları hizmet etmeye başlayacak, böylelikle bir kent için turistik etkinlik ortaya çıkacaktır. Ancak bir süre sonra her gece her gece taksi parası vermekten bıkan yöre sakinleri, çareyi o ıssız bölgeyi meskun hale getirmekte bulacak, kent içkili restoranlar bölgesine doğru gelişim gösterecektir. Bu yeni restoranlar bölgesinde ev fiyatlarının yükselmesi bir yana, arazi spekülasyonu başlayacak, bütün bunlardan olasılıkla en büyük rantı da yine yerel yönetimler kapacaktır.
Konunun mutlak olumlu yanları da hatırlanmalıdır. Bunlardan birincisi alkol muayenesi yapan polis kardeşlerimizin kentin çeşitli yerlerinde dağınık çalışmalarının önünün alınacak olmasıdır. Alkollü restoranlar bölgesinin tek yolu bulunacağından, alkol alıp aracının başına geçenlerin saptanması çok kolaylaşacak, beraberinde iş gücü kaybı da önlenecektir. Öte yandan restoranlar konusunda yazı hazırlayan “gurmeciler” de oraya buraya gitmek zorunda kalmayacak, aynı sokak içerisinde bütün seçenekleri kolaylıkla, kısa sürede ve hatta karşılaştırmalı inceleyebileceklerdir.
Bu açılardan değerlendirildiğinde kuşkusuz alınan karar son derece yerinde görünmektedir. Lakin şehirlerin “içkili mahalleler ve aile mahalleleri olarak ikiye ayrılmalarının olumsuz getirileri de göz ardı edilmemelidir. Aile mahallelerinde oturanlar içkili mahallelerle irtibatı kesmek zorunda kalacaktır. İçkili mahallelerdeki eğlence anlayışı aile mahallelerinde pek hoşgörüyle karşılanmayacağından, kazma, tırpan ve meşale gibi nizama yönelik araç ve gereçler hep bir kenarda hazır bulundurulacak, zaman zaman “yüksek volümlü şarkı söylendiği” gerekçeleriyle mahalle yangınları yaşanabilecektir. Yerel yönetimler bu durumda söz konusu yangını elektrik kontağına bağlayarak daha başka tatsız sonuçların ortaya çıkmasına engel olacaktır.
Sözün özü alkollü içeceklerin satışının engellenmesi ve alkollü restoranların kent dışına taşınması gibi son derece isabetli bu kararın olumlu ve olumsuz projeksiyonları iyi irdelenmelidir. Alkol meraklısı münafıkların en olumlu kararlardan bile haset yaratmakta son derece başarılı oldukları unutulmamalıdır.