Yirmi Eylül 2008 tarihli yazımıza istinaden Anadolu Sağlık Merkezi Tıbbi Hizmetler Direktörü Prof. Dr. Metin Çakmakçı’dan açıklama geldi. Aynen yayınlıyoruz:
“Sayın Dr. Yavuz Dizdar,
Dünya Gazetesi’nin 23 Eylül 2008 tarihli sayısında yayınlanan köşe yazınızı üzülerek okudum.
Her türlü nitelikli ve yapıcı eleştiriye açık olmakla birlikte, Anadolu Sağlık Merkezi ile ilgili olarak kullandığınız ifadeler ile yakıştırmaları ve konuyu ele alış tarzınızı yadırgadığımı bilmenizi isterim. Ciddi, kurumsal bir yapıya sahip olan ve ana tıbbi misyonu bilimsel tıbbi ilkeler içerisinde en iyisini yapmak olan hastanemizin alaycı bir köşe yazısına konu olması bizleri zedelemiştir. Kaldı ki söz konusu yazınız kurumuzu rencide ederek kamuoyu nezdinde küçük düşürdüğü gibi, tıbbi olarak da tamamen yanlış bir izlenim yaratmıştır.
Bu çerçevede özellikle iki noktaya açıklık getirmek istiyorum:
Birincisi; hastanemiz tıbbi ekipman, hekim ve hemşire kadrolarının niteliği açısından uluslararası ölçekte en üst düzeylerdedir. Yapılan pek çok iş ve işlem açısından Türkiye ve çevre ülkeler için bir referans merkezi niteliğindedir.
İkinci olarak, köşe yazınızda söz konusu edilen hastamızın kalın bağırsağı, iddia edildiği gibi lavman işlemi sonrası değil, kalın bağırsağın dış duvarındaki cep oluşumlarının iltihaplanması olan “divertikülit” nedeniyle delinmiştir. Bu durum hem hastamızın tıbbi kayıtlarında belirtilmiş, hem de ameliyat sırasında çıkarılan kalın bağırsağın patolojik değerlendirmesi sonucunda objektif olarak da belgelenmiştir. Seksen yaşın üzerinde; ciddi bir kanser hastalığı bulunan ve bu nedenle yoğun bir radyoterapi tedavisi görmekte olan, yüksek doz steroid kullanmak durumunda kalan; başta diyabet ve hipertansiyon gibi ciddi yandaş hastalıkları olan ve aynı zamanda akciğerinde pıhtısı (pulmoner embolisi) olan bir hastada yaşamı tehdit eden bu ciddi tıbbi tablo acil bir cerrahi girişimle, zamanında ve doğru kararlar verilerek başarıyla tedavi edilebilmiş ve hasta bu açıdan sağlığına kavuşturulmuştur.
Bu düzeltmemizin köşenizde kamuoyu ile paylaşılacağını umut ediyor, hastamıza acil şifalar diliyorum.
Saygılarımla,”
Yazımızdaki “üslup çelişkisinin” nedenleri
Prof. Dr. Metin Çakmakçı çizgisini ve çalışmalarının kalitesini çok iyi bildiğimiz bir hekim ve sağlık yöneticisi ağabeyimizdir. Bu nedenle göndermiş olduğu düzeltmenin büyük bir değer taşımakta olduğunu özellikle vurgulamak istiyoruz. Dahası ASM Türkiye’de sağlık alanında yapılmış en büyük ve en ciddi yatırımlardan biridir, bu nedenle özel bir önem taşımaktadır. Bizim kaleme aldığımız yazının üslubu asla “alaycı” olmak amacını gütmüyordu. Böyle bir üslup algısı oluştuysa, hem ASM adına Prof. Dr. Metin Çakmakçı’dan, hem de okurlarımızdan özür dileriz, zira sağlık gibi bir alanda bizim alay etmek lüksümüz olamaz. Ne var ki, bu algının oluşmasına zemin hazırlayan “dizi filmin ASM’de çekiliyor olmasının topluma sunuluş biçiminin” de iyi irdelenmesi gerekir. Zira diziden bahseden herkesin ortak ifade biçimi “ASM’nin dizisi” şeklindedir, bu da ister istemez bir yanıltmaya neden olmaktadır. Elbette hastaneler filmlerin/dizi filmlerin çekilmesi sırasında mekan (set) olarak kullanılabilirler. Ancak bu filmler çıkar çatışması (conflict of interest) oluşturmamalı ve “algı örtüşmesi” yaratmamalıdırlar, aksi takdirde bizim de içine düştüğümüz “üslup çelişkisine” zemin hazırlarlar.
ASM özel hastaneler içerisinde bir “referans merkez” olmayı hedefleyebilir, hatta özellikle onkoloji (kanser tedavisi) konusunda hedefine ulaştığını söylememiz de hatalı olmayacaktır. Zira komşu devletlerin üst düzey yöneticilerinin tedavi amacıyla burayı seçmeleri bu nitelendirmemizi doğrulamaktadır. Ancak “genel” (ulusal/uluslararası) referans merkez olmanın esas güdümü “kendi kadrolarını yetiştiriyor” olmaktır. ASM bildiğimiz kadarıyla buna yönelik hazırlıklarını da büyük bir hızla sürdürmektedir, kısa süre içerisinde tamamlayacaklarına eminiz.