Doktrin dediğin nedir ki, biraz mantıklı saçmalamaya bakar

Doktrin sözlüklerde “bir konudaki bilgi ve dogmalar bütünü” olarak tanımlansa da, tanım kelimenin anlatmak istediği açısından yetersiz kalır. Doktrinde ifade edilmek istenen “ancak belli bakış açısıyla anlaşılan genel – geçer – işler kurallar” manzumesidir. Örneğin elmaların daldan koptukları zaman yere düştüklerini herkes bilir, ama “yeryüzünün elma dahil bütün cisimlere bir çekim uyguladığı düşüncesi” ile bakıldığında yerçekimi kavramı doğar, lakin bir açıklama biçiminin ötesine geçmez. Bu çekimin kurallarının konması, yani Newton Kanunları olarak bildiğimiz matematikselleştirme mevcut durumun öngörülebilir, hesaplanabilir hale gelmesini sağlar. Kuralın doktrine dönüşmesi ise “bütün cisimlerin kütleleri ile ilişkili bir çekim oluşturduklarının” anlaşılmasıyla olur. Zira artık ortada herkesin gördüğü bir durumun matematikselleştirilmiş biçimi değil, bilinen evrendeki genel kaidesi bulunmaktadır. Hattı zatında kaide bile kuraldan farklıdır, düşünceye zemin oluşturmasıyla ayrılır.

tyks19-10-2016-084135

Doktrin oluşturmadaki esas sorun, temel mantıkla açıklanamayacak durumların üstesinden gelinmesinde ortaya çıkacak alternatif açıklamanın hiç akla gelemeyecek ayrı bir mantığının olabileceğini de hesaba katmaktır. Nitekim “maddenin kütlesiyle ilişkili bir çekim gücü oluşturduğu” doktrininin oluşması da aynı süreçten geçer. “Kütleyle ilişkili çekim” genel algının dışında kalır, beri yandan ispatlanması da aynı derecede zordur, çünkü elmanın kütle çekimi ölçebilmek için çok zayıftır.

Tıpta doktrin oluşturmak neden zordur?

Tıpta doktrin oluşması ise diğer doğa bilimlerinden daha zordur, ama olanaksız değildir, fiziğin aksine daha fazla örneği incelemeyi gerektirir. Çünkü tıp aslında biyolojinin bir dalıdır, doktrinler ise “genel – geçer” kurallar manzumesidir, dolayısıyla tıp doktrinin oluşması biyolojinin anlaşılmasına bağlıdır. Burada bütün mesele detayı dikkate alarak, ama çözümün, yani doktrinin oluşumunun da detaydan kaynaklanmayacağını bilerek bütüncül bir yaklaşıma gidilebilmesidir. Detaylar bu yaklaşımda ancak genel düşüncenin sınanmasında işe yararlar, çünkü doktrin detayları da kapsamalıdır.

Tıbba ilişkin bir doktrin denemesi

Yaşamın birlikteliklerinin “liken formu” bu nedenle önemlidir. Liken özellikleri gösteren yaşam biçimini insan için uygulamaya çalışalım:

  1. Likenlerde güneş enerjisinin tutulması alg adı verilen bileşenin renkli unsurları (pigmentler) tarafından yapılır. İnsanda da benzer renkli unsur kırmızı kan hücreleridir. Ama bu hücreler de gelişen canlıdaki taslaklar gelişmekte olan yumurtanın sarısı olan vitellüsten göç ederler. Yani bu hücreler aslında embriyonun kendisinden kaynaklanmazlar, yolculuklarının sonunda kemik iliğine yerleşirler. Kırmızı kanın göçü likenlere benzer bir özellik gösterir. Bunun tam tersini, “sadece kırmızı hücrelerin yapılamadığı” aplastik anemi durumunda da bir hastalık olarak izleriz.
  1. Benzer durum üreme hücreleri için de söz konusudur, üreme hücreleri de vitellüs kesesinden kaynaklanarak, gelişmekte olan embriyoda yer alan organ taslaklarına göçerler. Dolayısıyla üreme hücrelerinin yapılan taslağı doldurmaları da yine liken benzeri özellikler taşır. Üreme hücrelerinin olmaması “germ hücre aplazisi” olarak adlandırılır, yani konakta her şey tastamam olmasına karşılık sadece üreme hücreleri eksik olabilir.
  1. Gelişmekte olan vücudun sinir sistemi ağını yapacak hücreler de aslında vitellüs kesesinden kaynaklanır. Bunların bir kısmı bağışıklık / adaptasyon sistemini oluşturur, sinir sistemine geçenleri ise (bu ayrı kompartmana geçişin nereden olduğu bilinmemektedir) sinir hücrelerinin birbirleriyle ilişkiler kurmalarını sağlar (sinaps).

Sözün özü, biyolojinin başka alanlarına bakarak tıbba ilişkin “doğru ya da yanlış”, “eksik ya da tam” “geçerli ya da geçersiz”  bir doktrin oluşturulması mümkün görünmektedir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir