Hayatın kavşaklarının günlük yaşama etkileri

Hayatın kavşak bölgeleri olarak tanımladığımız “bir insan ömründe görülmemesi gerekecek kadar hızlı ilerleme” teknoloji ve bilgiye erişim söz konusu olduğunda diğerlerine göre çarpan etkisi yaratır. Önce daha makul bir örnek olsun diye otomobilleri betimleyelim; ilk arabalar atlı arabaydı, yanmalı motorların çıkması atları sistem dışında bıraktı. Tekerlekli arabaların yakıt ihtiyacının karşılanması bir yandan petrol endüstrisini gerektirirken, diğer yandan yolların kaliteli inşasını, yani pürüzsüz ve hız arttıkça virajsız olmasını gerektirdi. Daha sonra sinyalizasyon kavramı ortaya çıktı. Bu değişlikler yaşanırken trafiğin sağdan ya da soldan akması standardında ise bir şey yapılamadı. Motorlu araçlar daha hızlı ulaşımı, daha hızlı postayı, çok kolay insan hareketliliğini sağladı.

Teknoloji ve iletişimin ortadan kaldırdığı coşku

Buna karşılık bilgisayarlar ve iletişim teknolojisinin gelişmesi ise çarpan etkisi yarattı. Günümüzde bu etkiyi her an erişim olarak yaşamıyoruz. İnsanlar sinemayı telefondan bile izleyebildikleri için sinema salonları çok büyük darbe aldı, platformlar ortaya çıktı. Mail denen anında metin iletişimi mümkün olunca zaten tükenmiş olan telgraf hizmetlerine posta servisi de eklendi; teleksin bittiğini, faks makinelerinin tarayıcılara yenik düştüğünü saymıyoruz bile. Böylelikle ortak ruhla ve coşkuyla gerçekleştirilen pek çok faaliyet odalara bölünmüş oldu. En önemli maçlar, final karşılaşmalarını telefondan, üstelik kameraların olanaklı kıldığı her açıdan izleyebilmek detayları görmek açısından ne kadar faydalı olsa da, insanları maç sahasında bulunmanın yaratacağı coşkuyu yaşamaktan mahrum bıraktı. Bu saydığımız yan etkiler tahmin edilenden çok daha ciddidir, kolaylık olarak adlandırdığımız bütün imkanlar kendi dünyalarına çekilmiş insanların sosyal parçalanmalarını güçlendiren ana unsur olacaktır. İnternetten siparişle dükkanların sonu geldi, önce biletçiler, derken gişe satıcıları ve ardından muhtemelen çok da uzun olmayan bir gelecekte şoförler de ortadan kalkacak; ilk örneklerini metro hatlarının vatmansız çalışmalarıyla gördük.

Bilgiye kolay erişimin devinim etkisi

Ve elbette yine daha fazlası var, okumak yerine dinlemek seçeneği, arayıp, araştırıp bulmak yerine algoritmaların önerilerine kapılmak, ilgi görenin çok daha fazla ilgi görmesi (Dubai çikolatası histerisinde yaşandı) bir yerde yaratıcı düşüncenin yerini devinici düşüncenin almasına neden oldu. Bu etki halen başta tıp olmak üzere bütün alanları kapsamakta. Birinin yaptığının başka biçimde tekrarının yeni bir şeyle sonuçlanamayacağını meslektaşlarımıza anlatmakta zorlanıyoruz. Devinici düşüncenin tamamen gözden kaçırdığı başka bir sorun var ki, bu evlere şenlik. İletişim ve bilgiye erişim bu kadar hızlı gelişirken, özellikle tıbbın gözlemleyemediği, hatta gözlemlenmesi gerektiğini aklına bile getirmediği pek çok çevresel etken de değişti. Bunların önemli bir kısmını üretim yöntemlerinin değişmesi olarak basitleştirsek de, etki çok derin. Nitekim bir meslektaşımız “yeni ilaçların çok başarılı olduğunu” iddia ederken, hastalıkların da artık eski hastalıklar olmadığını göz ardı edebiliyordu. Sadece geçen hafta okuduğum etilen ve etilen oksit kullanımından gitsek bu bile yeterlidir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir