Şeker Kurulu şeker üretiminde kullanılan kaynaklara ilişkin kotaları bugün yarın yeniden belirleyecek. Ülkemizde şeker üretimi şeker pancarına dayalı olarak yapılmaktadır. Şeker üretimi ve endüstrisi konusunda “kökten” bilgisi olan Şeker İş Sendikası Sakarya Şube Başkanı Sayın Oğuz Kalay’dan aldığımız bilgilere göre, şeker pancarına dayalı şeker üretimi hem çevre sağlığı (pancar havayı en fazla temizleyen bitkilerden biridir) hem de yarattığı istihdam nedeniyle büyük önem taşımaktadır. Dahası insan tüketimine en uygun olan pancar şekeridir ve bizim ülkemizdeki endüstri de şeker pancarı üzerine kuruludur. Ne var ki “nedendir bilinmez”, 2001 yılında şeker üretimimize bir “mısır şurubu” kotası kondu. “Şeker üretiminin yüzde 7.5’i nişasta bazlı şekere dayalı olacak” diye başlayan bu yaklaşım, ertesi yıl yüzde 15’e yükseldi. Türkiye’de bu üretimi destekleyecek kadar çok mısır yetiştirilmediğinden bu kez meşhur GDO’lu mısırlar ithal edilmeye başlandı. Oysa mısırdan elde edilen şurupta daha çok (glikozun dört misli) früktoz bulunmakta. Ülkemizde bütün meşrubat, bisküvi sanayinde ve ucuz tatlı yapımında kullanılmakta.
Früktoz insan metabolizması için uygun bir şeker türü değil! Şeker metabolizmasını düzenleyen insülin salgısını etkilememekte, “doyum hissi” oluşmadığından, bir yönden tüketimin artışına neden olurken, diğer yönden de sağlık açısından ciddi riskleri beraberinde getirmekte. Vücuda alınan früktoz hızla bir yağ olan trigliseride çevrilmekte, iç organlarda ve yağ dokusunda depolanmakta. Mısır şurubundan elde edilen yüksek früktoz içerikli şeker, iç organlar ve karın içi yağlanmasının en önemli nedenlerinden birisidir. Bu yağlanmanın “metabolik sendrom” olarak bilinen tablonun oluşmasına ciddi katkısının bulunduğu kabul edilmektedir (hatta konu ABD Başkanı’na bile rapor edilmiş) (1). Buna bağlı olarak siroz, karaciğer kanseri, karaciğer ameliyatı ve nakli gereken hasta sayısı da artmaktadır. Nitekim şeker hastalığı ülkemizde son yıllarda ciddi bir artış gösterdi. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Diyabet Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İlhan Satman başkanlığındaki ekip tarafından 2000 yılında, 24.788 katılımcıyla gerçekleştirilen “Türkiye Diyabet Epidemiyolojisi Çalışması (TURDEP)” araştırmasına göre Türkiye’de diyabet hastası sayısı bütün nüfusun yüzde 7.2’si, yüzde 6.9 da gizli diyabet hastası var.
Mısır şurubu ve pankreas kanser ilişkisi: Çok açık ve güçlü bilimsel deliller
Üstüne üstlük bugüne dek yapılan pek çok araştırma, doğalın dışına taşmış şeker metabolizmasının pankreas kanserine neden olduğunu gösterdi. ABD’de 88.802 kadının katılımıyla gerçekleştirilen Nurses’ Health Study’de 18 yıllık takip sonucunda çay şekeri (sükroz) pankreas kanseriyle ilişkili bulunmazken, früktozdan (mısır şurubu şekeri) zengin diyet, pankreas kanseri olasılığını istatistiksel anlamlı bir biçimde artırmakta (2). Çok geniş bir diğer araştırma olan Multiethnic Cohort çalışmasına ise Hawai-Los Angeles bölgesinde yaşayanlardan 162.150 kişi katıldı, sekiz yıl süre ile izleme sonucunda nişasta bazlı şekerde bol miktarda bulunan früktozun pankreas kanseri ile istatistiksel anlamlı derecede ilişkili olduğu gösterildi. Bu araştırmaya göre kilo fazlası olanlarda nişasta bazlı şeker alımı özellikle daha fazla risk oluşturmakta (3). Toplam 482.362 kişinin kaydedildiği geçen yıl yayınlanan bir diğer çalışmada da (ülkemizde yüzde 15 kota verdiğimiz nişasta bazlı şeker früktoz) pankreas kanseriyle çok anlamlı biçimde (P=0.005) ilişkili bulundu (4). Her üç araştırmanın da bilimsel gücü, “bu konuda bir bulgu rastlanamadığını” söyleyen küçük kapsamlı vaka-kontrol çalışmalarına (5) göre çok çok yüksek. Bunun en önemli gerekçesi araştırmaların ileriye dönük yapılmış olmaları ve yüz binlerce kişiyi kapsamaları.
Şeker Kurumu vatandaşların sağlığı için mısır şurubu kotasını yüzde 1’e indirmelidir
Sonuç olarak, Sayın Oğuz Kalay’ın ekonomik değerlendirmelerinin yanı sıra, nişasta bazlı şeker sağlık açısından da çok ciddi bir risk faktörüdür. Biz bu verileri bir rapor halinde derledik, Sağlık Bakanlığı, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Sanayi Bakanlığı, Türkiye Şeker Kurumu ve Şeker İş Sendikası’na ilettik. “Şeker Raporu: Nişasta bazlı früktozdan zengin şekerin diyabet ve pankreas kanserine neden olduğuna ilişkin bilimsel verilerin analizi” başlıklı değerlendirme yüzde 2’lik nişasta bazlı şeker kotası bulunan ABD’nin içine düştüğü içler acısı durumu açıkça ortaya koymakta. Kota Avrupa’da yüzde 0.5’in altında, ülkemizde ise yüzde 15! Şeker Kurumu vatandaşlarının sağlığını düşünmeli ve nişasta bazlı şeker kotasını ivedilikle en fazla yüzde 1 seviyesine indirilmelidir. Meşrubat ve bisküvi endüstrisinin şeker gereksinimi sükrozdan (pancar şekeri) karşılanmalıdır. Ülkemizde halen bir pankreas kanseri salgını yaşanmakta. Oysa hastalıkların kontrolünde tedavi değil, önlemek önemlidir. Hastalık bir kere ortaya çıkınca tedavisi hem manen hem madden güç bir süreçtir. Dahası son hazin örnek ceylan gibi bacımızdan hatırlayın, para da sorunu çözemez. Amerikan tıbbının merhemi olsa kendi başına sürer, onlar bu işi bilmez.
Kaynaklar
1. Pitt HA. Presidential adres. Hepato-pankreato-biliary fat: The good, the bad and the ugly. HPB 2007; 9: 92-97.
2. Michaud DS, Liu S, Giovannucci E, Willett WC, Colditz GA, Fuchs CS. Dietary sugar, glycemic load, and pancreatic cancer risk in a prospective study. J Natl Cancer Inst 2002; 94: 1293-1300.
3. Nöthlings U, Murphy SP, Wilkens LR, Henderson BE, Kolonel LN. Dietary glycemic load, added sugars, and carbohydrates as risk factors for pancreatic cancer: The Multiethnic Cohort Study. Am J Clin Nutr 2007; 86: 1495-1501.
4. Jiao L, Flood A, Subar AF, Hollenbeck AR, Schatzkin A, Stolzenberg-Solomon R. Glycemic index, carbohydrates, glycemic load, and the risk of pancreatic cancer in a prospective cohort study. Cancer Epidemiol Biomarkers Prev. 2009; 18: 1144-51.
5. Chan JM, Wang F, Holly EA. Sweets, sweetened beverages, and risk of pancreatic cancer in a large population-based case-control study. Cancer Causes Control 2009; 20: 835-846.