Derken 1980 sonrası TRT’nin yayın tekelin “Anayasa bir kere delinmekle bir şey olmaz” diyerek ortadan kaldırdığında diğer kanalların da yolu açılmış oldu. Artık tek dillilik, yani akşamları ortak seyredilen bir dizi yoktu. Televizyon kanalları birbiri ardına yeni dizileri gösterime sokarken, ister istemez ertesi günün gündemini de çeşitlendirmeye başladılar. Bu dönem sadece kanal çeşitlenmesiyle kalmadı, gece kuşağında yayınlanmaya başlayan, daha sonra “kırmızı nokta” ile işaretlenen “Gece Jimnastiği” gibi yayınların da başlamasıyla sonuçlandı. Bu aslında muhafazakar olduğu düşünülen, her yılbaşı gecesi “acaba dansöz çıkacak mı?” diye günlerce tartışılan bir ülke için seçeneklerin çok hızlı genişlemesi anlamına geliyordu.
Paranın değiştirilebilir olması ticarete yansır
Lakin Türk lirasının değiştirilebilir hale gelmesi tahmin edilenden farklı bir durumdur. Biz bunu liranın ve malların serbest değişimi olarak algılasak da, kavram o kadar basit değildir. Bu tür anlaşmalar alt maddeler olarak ticaret unsurlarını da kapsar. Siz ülke olarak piyasanın kontrolüne girdiğinizde ne olur? Yanıt dolaylı biçimde bir başka arkadaşımızdan geldi. Şöyle dedi; “sen küçük bir şirketsen uluslararası borsalarda, yani New York ya da Londra’da işlem göremezsin. Ama büyüksen ve işlem görmeye başlarsan, artık kendine ait olmazsın, uluslararası borsanın bir parçası olursun. Artık şirket kendi kendine yönetilmez, uluslar arası sistem ne isterse onu yapmakla mükelleftir.”
Şirketin borsaya endekslenmesi gibi liranın da konvertibl hale gelmesi sizi uluslararası piyasaların parçası haline getirir. Artık onların istediği kadar kanalınız olmak zorundadır. Sonuçta endüstrileşmeden ziyade ithalat da artar. Televizyona en çok endüstrinin ihtiyacı vardır, ürünlerin tanıtımı için reklam gereklidir. Ülke ekonomisi diğer ülkelerle aynı borsada işlem gördüğünden, o ülkelerde satılan malların bizim ülkemizde de satılması söz konusu olacaktır. Tanıtım gerekir, bunun için en uygun alan, hele hele gazete okuma alışkanlığı olmayan bir ülke için, televizyon olacaktır.
Ticaret reklam mecrasını genişletir
Mesele izleyicinin ekran başında tutulmasıdır. Tek kanal varken olmayan bu sorun, çok kanal olduğunda da “bütün kanalların aynı anda reklama girmeleriyle” aşılır. Reklam anlaşmaları paketler biçiminde yapılır. Seyirci kanal değiştirse bile reklam aynı kalır. Bu mükemmele yakın işleyen bir sistemdir. Hele hele ekran başındaki izleyiciyi cezbeden birileri de bulunursa iş çok daha kolay hale gelir. İzleyici örneği tekrarlar, bu koşullarda örnek alının program sunucusu zaman zaman bir ürünün reklam yüzüne de dönüşür. İnsanlar özenir, siz özendiklerinin yaptıklarını pazarlarsınız; duruma göre bir deterjan ya da bebek bezi de olabilir. Sonuçta her ürün kendi yüzünü bulacaktır.