Zeka akıl etme becerisidir, yapayı pek olmaz

Yapay zeka konusuna asansör örneğiyle devam edelim. Bir arkadaşımız yatay asansörlerin de aslında çok iyi olacağını söyledi, binaların bu kadar büyüdüğü günümüz mimarisinde, bizim Uzay Yolu’ndan gördüğümüz yatay iletim sisteminin çok kullanışlı olacağını reddetmek mümkün değil. Burada olasılıkla sorun çıkaran mesele “ataletin korunumu” ilkesi, yani asansörde insanlar yer çekimine karşı hareket ederken iskelet üzerine kabul edilebilir bir yük biner, ama hareket oluşmaz. Buna karşılık yana hareket eden bir asansör aynen otobüste ayakta durmak gibi, hareket savuracaktır; bu durumda ancak dar bölmeli, yani bir kişilik destekli bölmelere ayrılmış kabinlerde söz edilebilir. Sistem bunu şimdilik yürüyen bantlarla çözmüş görünüyor. Bir de elbette yürümek merdiven çıkmaya göre daha kolay.

Asansör ve zeka kazanma örneğini günlük yaşamda kullandığımız için verdik, ama bunun saatle ayarlanan bütün cihazlar, sese karşılık veren bütün kontrol sistemleri için uygulaması zaten var. Zekanın ne olduğunu tanımlamak olasılıkla daha pratik olacaktır. Zeka mevcut olanakları görüp, bunları farklı biçimde bileştirerek o güne dek olmayan yeni bir uygulamanın ortaya çıkarılmasıdır desek sanırız çok eksik olmaz. Ama zeka yavaş da olsa yapılabilecek, hatta yapılamayacak bir şeyin, işlemcinin hızlandırılmasıyla yapılabilir hale gelmesi değildir.

Zeka ve hız ayrı kavramlardır

Yine ulaşımdan örnek verelim, metroların doluluk düzeyine göre ölçüm yapıp araç sıklığını hesaplamak insanlar tarafından da gözlemlenerek yapılabilir, ama makine bunu çok daha hızlı yapar. Uzun bir metin birisi tarafından okunarak da düzeltilebilir, ama bilgisayar bunu çok daha hızlı yapar. Daha uç örnekler verelim, bir konuda kompozisyon yazsanız da aslında önceki verileri farklı biçimde kullanılarak yeni bir çıktı elde edersiniz, bilgisayar da bunu yapabilir, hatta size o konuda daha önceki yazılmış olanları sunabilir, sizin istediğiniz biçimde bir araya getirip özetleyebilir. Ya da bir resim aynı sistem tarafından Van Gogh ya da Matisse üslubuyla yeniden çizilebilir. Instagram’daki pek çok görüntü zaten yapaydır. Sorun da burada başlar, makinenin yapılabilir bir şeyi daha hızlı yapması onu zeka sahibi yapmaz. İşlem hızı açısından baktığınızda makine insana üstündür, günlük ortalama beş yüz kelime ile aynı paternlere aynı cevapları veren birine göre çok üstündür; ancak bu makinenin zekiliğini değil hızını gösterir.

Geçen haftanın önemli konularından biri Çin tarafından geliştirilen DeepSeek programının alanın en iyileri olduğu düşünülenlere göre çok daha hızlı ve verimli sonuç almasının yarattığı şaşkınlık ve borsa oynamalarıydı. Milyar dolarlara karşı beş milyon dolarlık bir girişimin daha başarılı olması da insan zekasının sonucudur, başarıyı makinenin üstünlüğü değil, insanın geliştirme üstünlüğü kazanmıştır.

Zeka ve akıl etmek farklıdır

Bu durumda hız bileşenini dışlarsanız yapay zeka maalesef tartışılır hale gelir. Yumurta örneğiyle açıklayalım, insan yumurtanın nasıl pişirilebileceğini öncekilerden öğrenir. En basit seçenek pişirmeden içmektir. Ama pişirme söz konusu olduğunda haşlamak, kaynar suya kırıp cılbır yapmak, tavaya kırmak, karıştırıp omlet haline getirmek gibi pek çok seçenek söz konusudur. Ortalama bir makine doğru tanımlarsanız hepsini başarıyla yerine getirir.

Ama iş yumurtadan faydalanmak olduğunda sarısını ayrı kullanıp beyazını şekerle çırpıp fırınlama, yani beze yapmak gerçek zekadır. Öğretir ve düzeneği kurarsanız makine bunu da yapar, ama kendiliğinden akıl etmek derseniz aynı kanaatte olmam.

Bana göre yapay zeka insanın düşünme ve eyleme geçirme tembelliğinin gerçek sanılan sanal sonucudur.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir