Diyelim ki ciddi bir ameliyat geçirmek durumundasınız, gittiğiniz birkaç doktordan sonra bilenlere de danışıp kendinize bir doktor seçtiniz. Derken bu güvendiğiniz doktor size, daha doğrusu kesenize uygun olan hastane seçeneklerini sıraladı: Şu hastanede olursa 8 bin YTL, bunda 6 bin YTL ve diğerinde 15 bin YTL (Bu rakamlar özel hastanede yapılacak cerrah girişim açısından makul rakamlardır). “Buyurunuz seçiniz” dedi. Sizin imkanınız ekonomik olan için yeterli, diğerleri içinse koşullarınızı zorlamak zorunda kalacaksınız. Ama beri yanda hastanenin koşullarının girişimin başarısı açısından önemli olup olmadığı kafanızı karıştırıyor. İşte bu sorunun yanıtının nasıl doğru verilebileceğinin açıklamasını yapmak istiyoruz.
Özelleşmiş hastaneler daha başarılı
Küçük ve orta büyüklükte özel hastaneler genel olarak tedavi alanları konusunda özelleşmiş değillerdir. Bunlar daha çok hastanelerin az bulunduğu semtlerde hizmet veren genel amaçlı hastanelerdir. Genel amaçlı olunca dahiliye, çocuk gibi hasta sayısı çok olan alanlarda ayaktan tedavi hizmetleri üzerine yoğunlaşmışlardır ve uygulama açısından da zor olmayan girişimleri başarıyla yürütürler. Buna karşılık özel cerrahi girişimlerin yapılacağı hastaneler ya branş hastaneleridir ya da büyük ölçekli hastanelerdir. Örneğin baypas ameliyatı, kalp cerrahisi gibi işlemler önemli girişimlerdir. Bu alanda doktorun bireysel becerilerinin yanında ekibin becerisi, deneyimi ve hastanenin verdiği destek hizmet de büyük önem taşımaktadır. Baypas uygulaması yapan bir hastanede kardiyolog, cerrah ve ekibi, uygulama sonrasında hastanın takibini gerektiği gibi yapacak ve ortaya çıkacak soruna anında müdahale edecek yoğun bakım ekibi, hatta sonraki dönemde fizyoterapist gibi uzmanların bulunması hastanenin genel başarısıyla doğrudan ilişkilidir. Karmaşık işlemleri sık uygulayan merkezlerin doğal olarak deneyimi de daha fazla olacaktır ve bu durum kuşkusuz tedavi giderlerine de yansıyacaktır.
Sağlık Bakanlığı sonuçları dikkate almalı
Sorunun cevabı “özel girişimlerde o işlem için özelleşmiş hastanenin seçilmesi gerektiğidir”. Bu açıdan bakıldığında, Sağlık Bakanlığı’nın dışarıdan tedavi hizmeti alımının hangi kriterlere göre belirlendiği büyük önem kazanmaktadır. Bizde anlaşmalı hastane durumuna gelmek hastanenin asgari gereklilikleri gerçekleştirmiş olmasıyla ilgilidir. Küçük merkezler tedavi maliyetleri açısından avantajlı görülebilirler, ama tedavi sonuçları açısından bütün merkezler belli bir çıtanın üstünde bulunmalıdır. Bu nedenle imkanı olan ve olmayana aynı tedavi şansını sağlayabilmek için hastanenin büyüklüğü geri ödeme yapılacak miktar konusunda kriter oluşturmalıdır. Örneğin ABD’de kısa zaman önce yapılan bir çalışma da kompleks cerrahi girişimler için hangi hastanenin seçildiği düşük ve küçük hacimli hastanelerde ayrı ayrı araştırıldı. California’daki hastaneden çıkış verilerinden yararlanan araştırmacılar, hastaların ırk/etnik grup ve sigorta durumu gibi özellikleri ile 10 kompleks cerrahi girişimin yüksek ya da düşük volümlü hastanelerde uygulanması arasındaki ilişkiyi incelediler. Bu çalışmada imkanı olmayanların küçük (ve dolayısıyla deneyimi daha düşük) hastanelere yatırılma olasılığının daha yüksek olduğunu belirlediler. Dolayısıyla Sağlık Bakanlığı anlaşmalı hastane seçiminde “tedavi sonuçlarını” da dikkate almalıdır. Bugün için girişim sonuçlarını objektif olarak açıklayan hastane sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Oysa verilerin şeffaf olması hem hastaların hastane seçimi hem de Sağlık Bakanlığı’nın hizmet alımı açısından en önemli kriter olmalı, vatandaşı da doğu yönlendirecek verileri sunmalıdır. Bizden hatırlatması.