Mavi ışığın özelliklerinden geçen hafta kısaca söz etmiştik, ama bu gerçekten çok ilginç bir konudur, zira endüstriyel üretimde de kullanılır. Mavi ışığın belli tayfı balıklarda büyüme uyarısı verir, bu da havuz ya da denizdeki balığın büyümesini hızlandırır. Araştırmalar o kadar ileri gitmiştir ki, belli ay periyodlarında renk değiştirilerek daha fazlasının mümkün olduğu anlaşılmış, bu nedenle modern çiftlikler bu amaçla ayrı bir sistemle ışıklandırılmıştır. Yaklaşım bundan bir on yıl önce öğrenci grupları tarafından da araştırıldı ve teyit edildi, aslında benim bu etkiden haberim olması da lise öğrencileri sayesinde oldu.
İşin mantığı gerçekten gariptir; kabaca şöyle özetlenebilir. Hayatın uyanması, yani tohumun filizlenmeye başlaması için karanlık gerekmektedir. Tohumun toprağın altına gömülmesi bu etkiyi bir yere kadar sağlar, su da verildiğinde ilk etkinleşme tohumun kabuğunda başlar. Suyu alan kabuk yapısal özellik gösterir ve sistein sentezini başlatır. Sistein kükürt içeren amino asitlerden biridir, metionin denen esansiyel başka bir amino aside de çevrilebilir. Metionin DNA’dan proteine yazılımın başlaması için zorunlu ilk harftir, böylelikle tohum şişer ve metabolizma açısından etkin hale gelir.
Büyüme hep gece olur
Soğan ve patateslerin buzdolabında saklanmaları durumunda filizlenmeleri de olasılıkla bu nedenledir, ortam kısmen nemlidir, ama karanlık uyarıyı yapar. Böylelikle annelerimizin patates ve soğanları neden arka balkonda tuttuğu da açıklanmış olur, mutfak ortamında siyah poşet içinde tutulmalarının bile çimlenmelerine neden olduğu gözlemi olasılıkla hepimizin bilgisi dahilindedir.
Tohumun yeşil yaprakları oluşsa bile gündüz ve gece döngüsü varlığını korur. Enerji güneşten alınarak yapraklarda depolanır. Depolanmış enerji ara bölgededir, bitkinin yenmesi durumunda da olasılıkla faydalanılabilir halini korur. Zaten sebzelerin çok fazla pişirilmemesi mantığı da olasılıkla buna dayanır. Enerji gece döngüsü başladığında şeker biçimine döndürülür, bu bitkinin köküne ya da diğer kısımlarına iletilir.
Neden olmasın?
Bitki böylelikle geceleri boy atmaya başlar, “salatalık tarlalarından geceleri çatırdama sesi gelmesi” bu biçimde baktığınızda normaldir. Aynı durum olasılıkla ergenliğe geçiş dönemindeki bireylerin omuz ağrıları için de geçerlidir. Hatta “ağrıların özellikle sabah ortaya çıkması” durumu da rastlantısal olmayacak kadar uyumludur.
O halde gelmeye çalıştığımız çıkarım da kendiliğinden şekillenir, ışığa duyarlı büyüme eylemi insan için de geçerliyse, geceler muhtemelen mavi ışıklı aydınlatmalı ortamlarda geçirildiğinde, ekran mavisi insanda da bir şeyleri uyarır mı?
Ama esas sorun varsayımın doğru olması durumunda ortaya çıkar, böyle bir uyarı varsa biz buna kanser diyebilir miyiz, yoksa ortaya çıkan her şeyi haybeye mi tedavi etmeye çalışıyoruz?