Tanınmış, önde gelen, hatta zengin; her ne derseniz deyin toplum modelleme olarak ailelere her zaman saygı gösterir ve değer verir. Nişanyan’ın etimoloji sözlüğüne göre aile kelimesi Arapça ˁwl kökünden gelen “bir kişinin bakmakla yükümlü olduğu kişiler, hane halkı” sözcüğünden türer. Malum, aile iki kişinin birlikteliğiyle ortaya çıkar, genellikle resmi izdivaç söz konusudur, ancak birlikteliğin kuruluşu her zaman “aşk evliliği” şeklinde iki bileşenin ortak coşkusuyla olmaz. Biz buna genellikle görücü usulü adını veriyoruz, ama beşik kertmesi olarak adlandırılan biçimi de tarihte, özellikle de hanedanlar arası ilişkilerin devamında çok sık kullanılmıştır.
Bugün de kısmen geçerli olan bu yaklaşımda aileyi oluşturacak bireylerin isteklerinden çok “reddetmemeleri” kuralı işler. Yani çok da içine sinmese bile makul karşılanıyorsa izdivaç gerçekleşir. “Münasip olanla evlenme ya da evlendirilme” seçeneği günümüzde azalır sanılsa da, şeceresi uzun ve varlığı dolgun aileler için hala geçerli yöntemdir. Kuruluş dinamiğini tatmak şansım olmadığından ancak yorumlama şansım var, hatta birkaç arkadaşımın annesinin oğluna verdiği nasihatlerle de vakidir; “yatağa girip ışıklar sönünce yorganın altında herkes aynıdır” bunlardan biridir. “Aile birliği nasıl olsa kurulacaktır, görevler bellidir, birinin fiziksel özelliklerini öncelikle dikkate alma, makul biri olsun bu yeterlidir” şeklinde açıklanabilir.
Aileden şirkete örülen mükemmel ağ
Söz hakkının daha çok aile büyüklerinde olduğu bu yaklaşım belli bir cemiyet içerisinde sınırlı kalmayı en iyi seçenek görür. Böylelikle zaten tanınanlarla akraba birliktelikleri oluşur, ama beri yandan ekonomik refah birleştirilir, yani pekiştirilir. “Para parayı çeker” sözü kısmen bu durumu anlatır. Biz günümüzde bu tür aile modellerini daha çok televizyon dizilerinde görürüz. Akşam belli saatte sofraya oturulacaktır, herkesin sofrada hazır bulunması genel kuraldır. Resmiyet hakimdir, istisna sadece çocuklara tanınır, mesela sofradan erken kalkma hakkına sahiptirler ya da onlara ayrı bir sofra kurulur.
Aile kurmanın ciddi bir adım olduğunu bilenler bu kuralların dışına çıkmazlar. Birliktelik sadece aile ortamında yoktur, kısmen iş ortamına da taşınır; bunlar daha çok aile şirketleri ya da aile şirketlerinin evlatlarının izdivaçlarıdır. Ancak işi bilen büyükler ortakların aile düzeyinde görüşmesinin sakıncasını da vurgular. Ortalama vatandaşın sosyete olarak nitelendirdiği bireylerin nasıl olup da birbirlerini buldukları bu nedenle şaşırtıcı değildir. Onlar zaten hep birliktedir, sadece münasip zaman gelince mevcutlar arasından eş bulunur; döngü de böylece sürer.
Münasip ailenin avantajları
Günümüzün aile şirketlerini ve ana sermayesini oluşturan bu bireyler genellikle usulün dışına çıkmaz. Toplumda oynamaları gereken roller bellidir, olsa da olmasa da mutlu aile tablosudur, gerektiği kadar hayırseverlik esastır. Çok sıra dışı davranmak isteyenler bir hobi edinip buna yönelik faaliyet, mesela sergi vb. açarlar ve konuşulmayı sürdürürler. Bu ailelerin şirketlerinin dara düşmeleri olasılığı zayıftır, çünkü imtiyaz daha kuruluştan verilmiştir. Kuruluştan imtiyaz kişilik özellikleri, çalışma azmi, ama bir yerde de şansın getirisidir; doğru yerde doğru zamanda bulunulmuştur. Mesela, herkesin cazibe odağı olacak bir ürün vardır, bunun temsilciliğini almak “yürü ya kulum” halinin oluşması için yeterlidir. Mesele bu imtiyazdan hakkıyla faydalanmak, riske atabilecek davranışlar yerine örümcek ağı gibi, bir kez başladığında doğru yereler tutunup ördükçe örmektir. Sistemin başarısız olması şansı yoktur, ama her zaman işin başında olmayı gerektirir. Sadece zamanı iyi okuyamaz, değişime adapte olamazsa marka adı olarak satılır, ısrar ederse silinir, bunu sonra tartışacağız.