Ali Baba ve Kırk Haramiler neyi anlatır?

Geçen hafta okuyamadınızsa Ali Baba ve Kırk Haramiler’i okumanızı öneririm. Bu metin garip biçimde betimlediğimiz masal özelliği göstermez. Kaynağının neresi olduğu tam olarak bilinmemektedir, Binbir Gece Masalları’na Avrupalı çevirmenlerinden biri olan Antoine Galland tarafından 18. Yüzyılda eklendiği bilinir. Masal özelliği göstermemesinin nedenleri aslında açıktır, sıra dışı bir olayı anlatmasına rağmen örnek alınacak bir eylem ya da kişi barındırmaz:

  1. Ali Baba fakirliği seçmiş olmasına karşılık haramilerin altınla dolu mağarasına girince, bir çanta da olsa almaktan kendini alamaz; çıkarım “çalınmış malın çalınmasında bir sakınca olmadığıdır”.
  2. Kasım ne kadar zengin bir kadınla evlense de malın fazlası göz çıkarmaz; “zenginlik daha fazlasına sahip olunmasını engelleyen bir durum değildir, tamahkâr olmak iyidir”.
  3. Hırsızlar çaldıklarının çalınmasından asla haz etmezler, mağaraya giriş sırrının bilinmesi ölümle karşılık bulur, ama öldürülmenin ötesinde, Kasım parçalanıp mağaraya serpiştirilir.
  4. Ali Baba Kasım’ı bulur, ama ölümünün doğal yollardan olduğunu düşündürtmek için köle Morgiana’ya ilaç aldırır, bir terzi bulup parçaları birbirine diktirir; sonuç “hırsızlık yapan kendi işlemediği, dolaylı sebebi olduğu cinayeti haramiler işlemiş olsa bile ört bas eder”.
  5. Haramilerin haber alma teşkilatı iyidir, ama infaz ekibi planlı hareket eder; sonuç “cinayet işlemiş harami olsan bile esas hedef dışında ev basmak ve öldürmek centilmenliğe sığmaz”.
  6. Ev iki farklı yolla işaretlense de, Morgiana’nın zekası işareti diğerlerine de bulaştırır; sonuç “hedefte sen olsan bile şüpheyi suçsuz ve alakasız başkalarına da dağıtmak mubahtır”.
  7. Görevi aslında becerse de, koşulların başkası tarafından değiştirilmesi ölümle cezalandırılmak için yeterlidir; o halde “doğru hareket değil sonuç önemlidir”.
  8. Hedefte sadece fakir Ali Baba olsa bile yağ tüccarı kılığına girip otuz yedi kişiyle örtülü baskın yapmak pire için yorgan yakmaya benzer; demek ki “prestijden ödün verilmez” ilkesi her zaman geçerlidir.
  9. Küplerin içine kızgın yağ dökmek biraz zahmetli ve vahşi olsa da Morgiana komploya karşı komploda çok başarılıdır; sonuç “sadık köle azat edilmeyi hak eder, ama Stockholm sendromu bakidir, bir yere gitmez”.
  10. Haramilerin başı asla vazgeçmez, ama Morgiana bu kez de kılıç dansı yaparak onu kalbinden bıçaklayıp öldürür. Ali baba şaşkındır, ama durumu öğrenince Morgiana’yı oğluyla evlendirir; sonuç “efendisini korumaktan kendini alamayan sadık bir kız sonunda evin hanımı olmayı hak eder”.

 

Yukarıdaki on madde masaldan çıkan temel fikirleri özetlemektedir, ama hiçbirinin iyilerin kazanması, dürüstlüğün övülmesi gibi evrensel kurallarla alakası yoktur. Tek tutarlı erdem sadakattir, o da Morgiana’ya aittir, ne olursa olsun efendisinin yanında yer almıştır. Dikkat çeken ikinci olası tutarlılık da haramilerin asla racona ters davranmamış olmalarıdır.

 

Ali Baba ve Kırk Haramiler ne kadar masal kategorisine sokulabilir kendiniz değerlendirin, ama derlendiği coğrafya gereği aslında bir dramı andırır. O coğrafyada birinin malını çalmak haramilik olsa da, çalanın malını çalmak makuldür. Cinayetler üstü örtülerek kapatılır, kendi adaletini sağlamak zorunluluktur, başarısız olan yine öldürülür. Zeki ve akıllı bir kadın, köle bile olsa sadıksa kendine yer bulur. Dram nihayetinde mutlu sona bağlanmaz, mağaradaki altınlar sadece başlangıçtır, tattırdıkları “sahip / zengin olma duygusu” dışında anlatıda başka bir yerde geçmez.

 

Yani konunun bütününün altınla bir alakası yoktur, paranın olasılığı bile herkesi baştan çıkarır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir