Geçen hafta sonu düzenlenen Altıncı Jinekoloji ve Obstetrik Kongresi kapsamında düzenlenen basın toplantısında, Uzmanlık Dernekleri Platformu’nun “tam gün yasası” olarak bilinen yasa tasarısı konusundaki açıklamaları da yer aldı. Platform adına söz alan Prof. Dr. Bülent Tıraş, “Bizim burada özellikle üzerinde durmak istediğimiz husus 23-25000 muayenehane ve 3000 dal merkezi vardı. Bunların kapanması durumunda 100000 yardımcı personel işsiz kalacaktır. Bu muayenehaneler halkın kolay ulaşabileceği v ciddi istihdam sağlayan merkezlerdir. Özellikle hekim sıkıntısı olan Doğu ve Güneydoğu bölgelerine hekimler zorunlu gönderilmektedir. Bu bölgelerde çalışacak kadın hastalıkları ve doğum uzmanları ciddi bir biçimde kamudan ayrılacaklardır. Bu durumda oluşacak sağlık durumundan da ciddi endişe ediyoruz” dedi.
TTB Genel Sekreteri Dr. Altan Ayaz: “Referanduma gideceğiz”
TTB Genel Sekreteri Dr. Altan Ayaz da Tam Gün Yasa’sına temel oluşturan tasarının 105.000 hekim ve 70 milyon vatandaşı ilgilendirdiğini söyleyerek, yasa hakkında 50 tıp ve 70 uzmanlık derneğinden görüş alınmadığını, hazırlanan yasa tasarısının sağlığı büyük sermaye gruplarına terk etmeyi amaçladığını söyledi. Bu tasarının bir ucunda ithal hekim kavramının da yeniden gündeme getirildiğini söyleyen Dr. Ayaz, ithal hekimlerde aranan tek özelliğin diploma olduğunu, Türkçe konuşmak kriterinin bile söz konusu olmadığını, böylelikle emeğin ucuzlatılmasının hedeflendiğini vurguladı. Sağlık Bakanlığı’nın tam güne geçilmesi durumunda döner sermaye gelirlerinin yüzde 800 düzeyinde artacağı şeklindeki söylemlerinin de gerçeği yansıtmadığını söyleyen Ayaz, bugüne dek olan uygulamadan açıkça görüldüğü üzere, doktor maaşlarının mevcut durumdan farklı olmayacağını, konuyu yakın zamanda hekimlerin katılacağı bir referanduma taşıyacaklarını ve buradan çıkan sonuçları Sağlık Bakanlığı’na ileteceklerini sözlerine ekledi.
Muayenehanelerin kapatılmasının “yan etkileri”
Muayenehanelerin kapatılması kuşkusuz ciddi karmaşaya neden olacak. Birincisi, buralarda çalışan yardımcı personelin işten çıkarılmasıyla birlikte, yaklaşık 500 bin kişi ekonomik olarak etkilenecek. İkincisi, hekimlerin tam güne geçmeleri durumunda, çalışmakta oldukları yerlerin zaten yetersiz olan kapasitesi artan iş gücünü karşılamakta bütünüyle yetersiz kalacak. Yani kamuya tam gün çalışmak karşılığında geri dönüş, sağlık hizmeti kapasitesini artırmayacak. Konunun bir de bilimsel arka planı var. Bugün için muayenehanesi olan hekimlerin çoğu üniversitelerin başarılı öğretim üyeleri. İşte bu başarılı akademisyenlerin bir önemli bir bölümü, tercihlerini ister istemez muayenehaneden yana kullanacak. Bu durum tıp fakültelerinin eğitim uygulamalarında kaçınılmaz bir zaafa neden olacak. Akademik kadronun oluşturulması, sağlık hizmeti veren kadroların yaratılmasından kat be kat daha zor.
Bütün bunların yanı sıra özellikle kadın hastalıkları ve doğum hekimlerinin muayenehanelerinin ayrılmaz parçası olan ultrasonografi cihazları, fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanlarının kullandığı cihazlar gibi çok sayıda teknik ekipman da büyük bir teknoloji hurdalığına dönüşecek. Öte yandan muayenehane yatırımı yapmış ve çoğunluğu leasing kapsamında sözleşmeler imzalamış olan doktorları da ciddi mali sıkıntılar beklemekte.