Ülkemizde sağlık alanında artık hemen hemen her hafta sıraladığımız sıkıntıların çözülmesi için çok önemli bir boşluğun daha doldurulması gerekiyor ki, bu da hasta ve yakınlarının kuracakları derneklerdir. Bakmayınız, tıp mesleğiyle uğraşanların kurdukları dernek sayısı hiç de azımsanacak boyutta değildir. Buna karşılık bu dernekler içerisinde iyi çalışanı çok fazla olmadığı gibi, hastalarla ilişkileri de yok denecek kadar azdır. Söz konusu tıbbi derneklerin hemen hepsi bilimsel alanda hizmet vermekte, kongreler düzenlemekte ve diğer eğitim faaliyetlerini yürütmektedir. Oysa hasta derneklerinden anladığımız temel özellik hastaların çektikleri sıkıntılara çözüm getirecek bir çalışma hedefidir. Bu çalışmaların uç noktası ise başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere, tıp camiası da dahil bir baskı unsuru oluşturulmasıdır. Dolayısıyla özellikle kronik hastalıklar alanında çok sayıda derneğe gereksinim bulunmaktadır.
Ne var ki derneklerin ülkemizdeki makus kaderi, başkan olma sevdası dışında aslında çalışma azmi olmayan kişiler tarafından pasifize edilmeleridir. Sivil toplum kuruluşu olmanın getirdiği söz hakkı ve medya bağlantısı herkes için çekici olmaktadır. Bu durumda aslında derneği çalıştırmak amacıyla fazla ilişkisi olmayanlar bir şekilde derneğin merkezinde yer almaya çalışmaktadır. Bir diğer sorun ise, bilimsel yaşamdaki statünün dernek yapısına da olduğu gibi aktarılmasıdır. Bugün için başkanı profesör olmayan bir tıbbi dernek başkanı söz konusu değildir. Bu durumda istediği hedeflere o dernek çatısı altında ulaşamayacağını anlayan “diğerleri” kendi alternatif derneklerini kurmakta, her dernek aynı kaynaklara yöneldiğinden, kıt kaynakların yetemediği, buna karşılık hiçbiri görevini yerine getiremeyen çok sayıda dernek ortaya çıkmaktadır.
Sağlık sorunu hastanede çözülmez
Ülkemiz sivil toplum örgütlerinin yeterince güçlü olduğu, vatandaşın kendine sahip çıkmayı bildiği bir yapının çok uzağındadır. Oysa sivil toplum örgütlerinin ihtiyaçlar doğrultusunda çoğalması ve çok iyi çalışmaları gereklidir. Bugün bir başkasının olan sorun, yarın bizim sorunumuz olacağı gibi, bu tür örgütlere her alanda ve her aşamada ihtiyacımız bulunmaktadır. Tıbbi hasta dernekleri de toplumun güçlenmesi açısından özel önem taşımaktadır. Bugün için herkesin ortak sorunu olan “hastanelerin kalabalığı, düzensizlik, uzun bekleme süreleri, doktorların bıkkınlığı ve ilgisizliği, devletin hiçbir şeyi ödemeye yanaşmaması” gibi sorunlar, “elbet bir gün çözülür” mantığıyla üstesinden gelinemeyecek hal almıştır. Hastaların başkasından medet ummak yerine kendilerinin örgütlenmesi, mevcut tıbbi derneklerin mutlaka ve işler “hasta” birimleri oluşturması ve buralara da gerçekten hasta ve hasta yakınlarını getirmesi gereklidir.
Başarılı örnekler yok değil
Derneklerin ülkemizde genellikle gerektiği gibi etkin olamamalarına karşılık, görevlerini başarıyla sürdüren organizasyonlar da bulunmaktadır. Örneğin TÜKODER on binleri bulan üyeleri ile tüketici haklarını korumak için son derece etkin bir dernek örneği oluşturmaktadır. Çok daha uç alanda hizmet vermekle birlikte AIDS Savaşım Derneği de çalışmalarını başarıyla sürdürmektedir. Bu nedenle, derneklerin olması gereken düzeyde etkin olabilmeleri aslında onu onları oluşturan kişilerin bireysel çabalarıyla da yakından ilişkilidir. Bu yazıyı herkesin yaşamının ortasındaki sağlık sorununu sadece hastanede değil, sosyal alanda da çözmesi gerektiği bilinciyle kaleme aldık. Umarız sağlığın bu çok önemli eksiğinin giderilmesinde gerekçe teşkil eder.