Öteki olmak kazanılması en kolay paye olsa da, ötekiler genellikle “olduğu gibi” kabul edilerek yaşamlarını sürdürür. Bu açıdan baktığınızda “öteki” mertebesi verilenler yaşamlarındaki yalnızlaşmanın dışında bir değişiklik yaşamazlar. Buna karşılık bu kazanılan durum, uygun ortam oluştuğunda diğerleri için bir cins “yaban avı” haline gelmek olasılığını her daim içinde barındırır. Yaban avına çıkanların günümüzdeki karşılığı trollerdir. Trol Kuzey Avrupa folklorunda geçen, mistik, insanımsı devasa yaratıktır. Günümüzde ise fırsat bulunca ortaya çıkıp yüklenen, konuyu esasından saptıran, hatta sulandıran gruplara denir.
Trolleşme de özünde bir ötekileşme biçimi barındırır, ancak ortaya çıkışı tamamen farklı dinamiklere bağlıdır. Öteki olanın “işini kendi başına kotarması” özelliğine karşılık trolü oluşturan bireyler kendi başlarına bir beceri taşımaz. Trolleşme göründüğü kadarıyla eğitim durumu, konum ya da ekonomik imkanlarla da bire bir ilişkili değildir. Bu daha çok bir ruh halidir; dinamik öteki olanların aksine bir araya gelindiğinde başlar. Ancak bu dinamik “ötekilerin yalnızlığının” gibi değildir; sorunludur, zira içinde bulunulan zemine göre en hafifinden sosyal (twitter) linçten, uygun şartların oluşması durumunda tetiklenecek galeyanla fiziksel linç, recim ya da sosyal kırılmaya neden olabilecek çalkantılara dönüşebilir.
Bizim tarihi sicilimiz de trol ve sosyal çalkantı örnekleri açısından layıkıyla nasibini alır. Konunun edebiyata aksetmiş standart örneği Vurun Kahpeye’dir (Halide Edip Adıvar, 1923-1926). Bu ve benzer hikayelerin başında herkesin farkında olduğu bir öteki bulunur, öteki olması nedeniyle dikkatleri üzerinde toplar. Ancak arka planda bu dikkatin şiddetini artıracak başka bir kavram ortaya çıkarsa artan iç gerilim bir noktada patlamayla sonuçlanır. Arka plan genellikle “manevi değerler” (din, milliyet, toplumsal ahlak vb.) çerçevesinde biçimlenir. Olayın (event, incident) gerçekleşmesi başlangıçta bir asayiş sorunudur. Ancak kontrol gecikir ya da asayişi sağlamaktan sorumlu birimlere kayıtsız kalmaları, görmezden gelmeleri telkin edilirse (bu komut bazen emir olarak da gelebilir) atılan ilk taşı, diğerleri tarafından sadece taklit niyetine olsa bile ikincisi, üçüncüsü takip eder.
Bunun sosyal medya karşılığı tweet dizileridir; ne var ki fiziksel arbede ortaya çıkarsa artık kendi içindeki dinamikle biçimlenen, nasıl adlandırırsanız adlandırın, istemsiz ama sistemli bir terör ortamı söz konusudur. Olayın başlattığı anafora kapılanların “karmaşanın parçası olmak” dışında planlanmış hedefi yoktur. Buna karşılık yaratılan kaos kolay kolay dinmediği gibi, olaylar silsilesi tamamlandığında açık biçimde suçlanacak kimse de bulunmayacaktır. Trolün bileşenleri zaten tek başlarına etkin değildir, beri yandan büyük kitlelerin hassas teraziden geçirilmesi olasılığı da yoktur. Sorun genellikle “öteki olanın kışkırtması” zeminine oturtularak meşrulaştırılır. Adaletin yerini bulması adına verilen kararlar da bu yüzden genellikle sembolik kalır.
Tahmin edeceğiniz üzere trol dinamiği siyasi taraflar açısından son derece kullanışlıdır. İç gerilim (arka plan) genellikle dinamiğin kendisiyle alakasız salgın hastalık, ekonomik daralma, taraftar kaybı gibi doğrudan müdahil olunamayacak kavramlarla biçimlenir. Bu gerilim havadaki nemin yağışa dönmesi ya da hafif bir gürültünün birikmiş kar kütlesini çığa dönüştürmesine de benzer. Yağış ağır bir dolu fırtınası biçiminde tezahür edebileceği gibi, düşen çığın altında kalmak da hafife alınmaması gereken bir olasılıktır.