İflasın değişik biçimlerini irdelemeyi sürdürüyorduk ki, araya hep istenen, ama seyrek gerçekleşen bir iflas biçimi girdi, buna “boş yapma iflası” adını veriyoruz. Boş yapmak gerçekten “tıngır tıngır” boş insanların konulara din, ahlak, milliyet gibi alakasız bir kulp takarak karşı tarafı aşağılama ya da “… kılı olayım” düzeyinde övme eyleminin genel adıdır.
Boş yapanların zorunlu özellikleri kendilerini ancak tarihi bir imgenin gölgesi altında var edebilmeleridir. Bu Sultan II. Abdülhamid Han olabileceği gibi, düşünce biçiminin tezahürüne göre Mustafa Kemal Atatürk de olabilir. Mamafih boş yapanlar altına sığındıkları imgenin gerçek özelliklerinden zaten bihaberdir. Bilgi televizyon dizisi seviyesine bile varmaz, okuma sıfırdır. Sosyal medyadaki görselini Osmanlı amblemi, kurt ya da bayrak vinyetiyle değiştirir; kullanıcı adı “payitaht, devlet, vatan…” falandır. Boş yapan böylelikle kendini de bu kavramların parçası sanır, bekleme yapmaz, atış serbesttir.
Boş yapma alışkanlığı toplumda sanılandan daha fazla yaygındır; çünkü her imge iki kutba da çekilebilir. Bu bakış açısıyla Sultan II. Abdülhamid Han baskıcı, Atatürk diktatör, mesela Freddy Mercury eşcinsel ve bağımlı, Beatles ya da Elvis Presley ahlaksızdır. Boş yapanlar gölgesine sığındıkları imgeyi günlük yaşamlarına da yansıtır. Misal, fes takarak (aslında Batılılaşma için padişah buyruğudur) ya da kadeh tokuşturarak vatan kurtardığını sanmak aynı derecede boş yapmaktır.
Boş yapan bol tıngırdar
Sultan II. Abdülhamid Han açısından özetleyerek gidelim ki açıklığa kavuşsun:
- Türkçenin yanı sıra Farsça, Arapça, Fransızca, İtalyanca bilir. İlim sahibidir, Osmanlı tarihine hakimdir. Alexandre Efendi, Miralay Lombardi, Paul Dussap Paşa ile Callisto Guatelli’den de piyano, keman ve Batı müziğine dönük musiki dersleri almıştır.
- Amatör olarak yağlı ve sulu boya resim yapar. Marangozluk zanaatında ise çok maharetlidir; bugün Yıldız Sarayı ve içerisindeki Şale Köşkü ile Beylerbeyi Sarayı’nda görülebilecek birçok yüksek kalite mobilya zanaattan değil sanat seviyesindedir.
- Tablo, fotoğraf gibi çeşitli eserleri toplar. Koleksiyonunda yer alan fotoğraflardan yapılmış 51 ciltlik albümü Amerikan Kongre Kütüphanesi ve Britanya Kütüphanesi’ne hediye etmiştir.
- Arada sırada rom içkisini çok sever, şeker kamışından yapıldığı için temayüle aykırı bulmaz, sağlık için makbul kabul eder.
- Abdülhamid siyasi kimliği nedeniyle değil, kültürü, sanılanın aksine yenilikçi yapısı, dünya ahvaline hakimiyeti, çöküş sürecindeki devlette 33 yıl hakimiyet sağlaması nedeniyle “Han” olarak anılır. Onun imgesini en çok yıpratanlar, alakalı alakasız gölgesine sığınıp, Osmanlıyı dini kimliğe indirgeyerek boş yapanlardır.
Kişinin aynası yaptığı iştir, fıtratından sual olunmaz
Boş yapanlar okuyup öğrenmez, kendi dünyalarında, olmasını arzu ettikleri hali yaşarlar. Mesela konu dini milliyetçilik olduğunda Necip Fazıl Kısakürek’i sık zikrederler, Leyla Tavşanoğlu’nun Manşet Yalısının Kızı’nda anlattığı viski sohbetlerinden bihaberdirler. İçer, şairdir, duyguludur, gönüllüdür ve çünkü konular alakasızdır; velhasıl Necip Fazıl boş yapmamıştır, iyi şairdir.
Boş yapma meselesinin aslı yüz yıldan fazla bir zaman önce Ziya Paşa tarafından nakledilmiştir; “Âyinesi iştir kişinin lâfa bakılmaz / Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde.” İşin kötü yanı boş yapmak bir dalga dinamiği doğurduğundan, köpürmeye meyilli her durum, herkesin atlayıp kendini göstermeye çalıştığı bir girdaba dönüşür. Artık herkes boş yapmaktadır, izlemesi hayli eğlenceli bir mahalle kavgasıdır.
Oysa sonuç çok açıktır. Türkiye Kadın Voleybol Milli Takımı’nın Avrupa şampiyonluğu tartışmasız başarıdır; Filenin Sultanları hepimizi gururlandırmıştır.
Hayatta olsalardı emin olun bu yazıda adı geçen büyüklerimiz de layıkıyla gururlanırdı. İşbu vesile bu duruma boş yapma iflası adını veriyoruz, nadir görülür, Allah kimseyi düşürmesin.