Sizin de olasılıkla gözlemlediğiniz üzere kuşaklar arasındaki fark hissedilebilir bir derinleşme gösteriyor. Konunun yabancısı olanlar için kısa bir tanım, X kuşağının 1965-1979 arası doğanlar oldukları varsayılıyor. Bu kuşak kurallara uyumlu, aidiyet duygusu güçlü, büyüğe daha saygılı, değerler açısından sadık ve çalışkanlığa önem veren bir grup olarak tanımlanıyor. Yakın zamanda doğanların yaşamları için standart olan beyaz eşya, cep telefonu, internet erişimi gibi kavramlara göre, X kuşağı teknolojinin ayrıcalığıyla henüz yeni tanışıyor. Bunlar Türkiye için merdaneli çamaşır makinesini gören, televizyonla siyah beyaz döneminde yayınlar henüz başlarken tanışan, daha çok radyoyu bilen, eve telefon bağlatmak için sıraya giren, ilk kasetçalarını aldığında büyük coşku duyan, pikap kavramını göbeğinden yaşayan bir yaş grubu. Daha uç örnekler verecek olursak Facit kollu denen mekanik hesap makinesinin kumaş mağazalarında kullanıldığına tanıklar, elektrikle çalışan troleybüsleri, ortadan motorlu Magirüsleri görmüşler, bilgisayarla ise henüz 54 MB sabit hafıza döneminde ve disket sürücüleri varken tanışmışlar. Bugün akıllı telefonları kullanabiliyorlar, ama tamamen içselleştirdikleri söylenemez, hala yabancılar.
Giderek elektronikleşen dünya
Y kuşağı ise kısmen daha yakın, 1980-1999 arası doğanlar. Bunlar (betimleme ne kadar doğru tartışılır) bağımsız olmayı seviyorlar, mesela mesai saatleri arasında çalışmaktan hoşlanmıyorlar, görev değil iş odaklılar. Meslek bağımlılıkları çok fazla yok, ama işlerinde çabuk yükselmek, olabildiğince kısa sürede yönetici pozisyonuna erişmek, daha çok kazanmak ve rahat harcamak istiyorlar. Bu kuşağın bireysellikleri yüksek; dolayısıyla önceki kuşağın aksine otoriteden uzaklar. Günlük yaşamdan aktarırsak; onlar renkli televizyon dönemi, gazinolar çoktan kapanmış, sinemalar cep salonlarına dönüşmüş, bilet kuyrukları olmayan bir dünyaya doğuyorlar. Bilgisayar kullanımı ve önceki kuşağın aksine İngilizce standart, kendi kendilerine oyun kurmaları gerekmiyor. Bu kuşağın büyük bölümü sosyalleşmesini yine okul ve arkadaş topluluklarında gerçekleştiriyor, ama “animasyon” dönemi başlamış. Bireysellik gereği, mesela bir eğlence ortamının onlar için üçüncü şahıs tarafından oluşturulması ihtiyacı doğmuş. Evde müzik seti standart, Yeşilçam kelime olarak aşina, eğlence anlayışı rekabetçi elektronik oyun salonlarına kaymış.
Mekanizma gerektirmeyen yeni dönem
Z kuşağı ise önceki iki kuşağa göre yine bambaşka bir grup, 2000 yılı ve sonrası doğanlar için kullanılan bir terim. Bu kuşakta artık eğlencenin her biçimi için internet ve mobil teknolojiler standart. Ağa her konumdan erişimleri kolay olduğu için Atari salonu olarak adlandırılan mekanlarda bulunmaları gerekmiyor. Dolayısıyla yaşamlarının merkezine akıllı telefonlar, tablet ya da bilgisayarlar var. Sosyalleşme gereksinimleri belki de bu nedenle yok, gerçekleşecekse de daha çok internet aracığıyla oluyor. Önceki kuşağın standartları arasında olan müzik setinden tutun, sinemaya kadar pek çok şey demode olmuş. Veri sayesinde iletilen her konuma kolaylıkla erişimleri var, internet dizileri dönemindeler. Bu kuşağın hayatında “yeni” kavramı altında ifade edilebilecek herhangi mekanik bir şey yok, sadece daha ileri modeller ve daha hızlı çalışan nesneler var. Günlük yaşamın temel gereksinimleri için bir yere gitmeleri (mesela market alışverişi) de gerekmiyor. Sistem eğitim faaliyeti dahil bütün altyapıyı onlar evlerinde otururken gerçekleştirmek üzere planlanmış. Tam da bu nedenle hayatlarına giren fazladan bir nesne olmadığı gibi, bilakis azalmış. Mesela ansiklopedi denen cilt takımını bilmiyorlar, posta pulu yapıştırmak, postacı yolu gözlemek, kendilerininki dahil bir telefon numarasını akıllarında tutmak, dosyalamak, arşivlemek gereksiz. Önceki kuşakların tutkusunu duydukları şarkıcı, artist, buz pateni yıldızı gibi kavramlar silikleşmiş. Daha çok yine internet üzerinden takip ettikleri “fenomenleri” biliyorlar. Bilmeleri gerekenlerin asgarinin bile zaten internette depolanmış olduğundan emin oldukları için öğrenmek gibi bir gayretleri yok.
X kuşağı nasıl bir hard disk olarak varken, Y kuşağı RAM kapasitesinin artmasıyla karakterize, ama Z kuşağı bütün bilgilerin depolandığı büyük bulut (cloud) üzerinde yaşıyor.