Yukarıda gördüğünüz mermerden oyulmuş köpek, kedi ve bir ucundan ilişen kertenkele gravürü Galata Kulesi’nin dibinde yer alır. Dünyanın en büyük finans merkezlerinden biri olmayı başarmış, Bizans ve Osmanlı’ya ticaret geliri sağlamış bir koloni, kendi surlarıyla müstesna bir cumhuriyet, ihtişamlı kulesinin dibine neden kedi ve köpek nakşeder? Çünkü şehirler sadece insanlarla olmaz, şehir bir birlikte yasama kültürüdür. Bir kaç köpek bir araya geldiğinde, yaşadıkları yeri evleri bilir de tekinsiz gördüklerine olsa olsa havlar.
Oysa insanların az da olsa bir kısmı vahşidir, onlardan birini alıp kendi fedaisi olduğu duygusuyla kandırır. Her canlının içinde yaşayan “efendisinin kölesi” köpeğin yaranma zaafına yenik düşerse, zaafın bedelini genellikle kediler öder, lakin köpeğin saldırganlığı esas sahibinin dışa vuran ruh halidir.
Bir kaç köpek bir araya geldiğinde pek neşelenir, ama bir kaç kötü adam bir araya geldiğinde diğerlerinin kötülüğünden beslenir. Çocuğuna sınıf geçme hediyesi olarak köpek alan ana babalar da aslında aymaz, “almak ve atmak” gibi vicdan deşen bu ahlak sorunundan uzak durmaz. Tatil beldelerinin sokakları ve kırları, daha hemen o yaz sonrası cins köpekten geçilmiyorsa birbirine sığınan köpeklerin suçu nedir?
Kötü insanı köpeğe çekilmesi ezikliğinin ürünüdür, kötülüğe köleliğinin doğrudan tezahürüdür. Bunlar aslında hayvan sever değildir, kurttan kırma sırtlan sürüsüdür ki, sırtlanları da tenzih etmek gerekir. Oysa kültür birlikte yaşayabilme becerisinin eseridir
Siz onlardan olmayın, hayvanları gözünüzden ve gönlünüzde ırak tutmayın ki insan olabilelim. Pek de kolay geçmeyen 2021’in bir sonraki yıla bıraktığı en büyük temenni de bu olsa gerektir, az biraz insan olmak…