Keratin sentezinin bozulması, saçların incelmesi, tırnakların kırılması

Vücudun yapı taşları konusundaki tartışmamıza bir önceki hafta kaldığımız yerden devam ediyorum. İnsan ve hayvan vücudu kollajen adı verilen bir molekülün değişik bileşimlerinden (kombinasyonlar) oluşuyor. Kollajen aslında etin de pişmesini belirleyen molekül, suda iyi çözülmediğinden, pişirme sırasında eriyerek yemeğin suyuna geçmesi gerekiyor. Böylelikle et de çiğnenebilir kıvama geliyor. Geçtiğimiz hafta toplumdaki kollajen sentezinde bir bozukluk olduğuna dikkat çeken iki ayrı çalışma paylaştım. Bunlardan biri Amerika’dan, diğeri de İngiltere’den yakın zamanda yayınlanan araştırmalardı ve fıtık sıklığında bir artışa işaret etmekteydiler. Kollajen yapısının bozulması kuşkusuz sadece fıtığa neden olmaz, bu molekül damarlardan tutun, karaciğerin yapısına dek her türlü destek dokusunun oluşturulmasından sorumludur. Bu verilere göre Batı toplumlarında ciddi bir beslenme bozukluğunun var olduğunu söylemek de yanlış olmayacaktır.

Saç ve tırnak yapısı giderek bozulmakta

Dokunun sağlığını gösteren bir diğer unsur ise saçlar ve tırnaklardır. Kollajenden farklı olarak saçlar ve tırnakların ana bileşeni keratin denen moleküldür. Keratin de birbirinden farklı proteinlerin bileşiminden oluşur ve tabakalar halinde saç ve tırnak dokusunun oluşmasını sağlar. Bilim dünyasının saç, tüy ve tırnak gibi yapıların oluşumunun nedenini tamamen anladığını söylesem yalan olur, ama çok az da olsa anlayabilmiş görünmemekteler. Keratin sülfürlü amino asitlerden zengin bir proteindir, saç yakıldığı zaman ortaya çıkan karakteristik (özgül) koku da bu sülfürün yanmasından gelir. Son yıllarda kozmetik endüstrisinin gelişmesine neden olan en önemli sorun da buradan kaynaklanıyor, saçların cılızlaşmakta ve tırnaklar kırılmakta. Buna karşılık keratinin yapısında bir değişiklik var mı, diye araştırılması o kadar kolay değil. Bu konuda erişebildiğim bir tek önemli makale var, bu da İngiltere’den yayınlanmış. Araştırmacılar insan kemik, saç ve tırnak dokularının içeriğini araştırmışlar. Ortopedik cerrahi geçiren üç erkek ve beş kadından kemik dokusu, saç ve tırnak örnekleri alınarak içerik eldeki eski verilerle karşılaştırılmış. Buradan da çıkan sonuç, zaman içerisinde keratinin amino asit içeriğinde önemli bir değişiklik meydana geldiği şeklinde. Yani eskiler daha iyi beslenmekteymiş (1).

Kemoterapiler gereksiz uzatılması da bunları bozuyor

Kollajen ve keratinin yapısı kuşkusuz sadece beslenme eksikliğiyle bozulmuyor. Kanser tedavisinde kullanılan ilaçlar da kollajen yapısını (beri yanda hormon durumun) etkilemekte (2). Bunun en açık göstergesi aslında saçların dökülmesinin ötesinde yeniden çıkarken biçim değiştirmesi. Şöyle ki, aşırı uzatılmış kemoterapiler sonucunda bir süre sonra kemik yoğunluğunun düşmesinin ötesinde, dişler bile dökülmeye başlıyor. Meslektaşlarımıza kemoterapinin etkili olmadığı durumlarda aşırı uzatılmaması uyarısında bulunmamız elbette nedensiz değildir. Çünkü kollajen ve keratin sentezinin bozulması ile birlikte vücudun verdiği yanıtlar da değişiyor. Tıp ne kadar ilerlediğini düşünürse düşünsün, kollajen ve keratin konusunda bir şey diyemiyor. Benim söyleyebileceğim ise şimdilik bu iki molekülün destek dokusu olmaktan öte işlevleri olduğunu vurgulamak, özellikle kollajen vücudun içine oturduğu matriksi meydana getiriyor. Keratinin bol miktarda sülfür içermesinin önemine de henüz vakıf olunamamış, ancak ne olursa olsun meselenin “kıldan-tüyden” bir durum olmadığı çok açık.

Kaynaklar:

(1) O’Connell TC, Hedges REM, Healey MA, Simpson AHRW. Isotopic comparison of hair, nail and bone: Modern analyses. Journal of Archaeological Science 2001; 28: 1247-1255.
(2) Crofton PM, Ahmed SF, Wade JC et al. Effects of intensive chemotherapy on bone and collagen turnover and the growth hormone axis in children with acute lymphoblastic leukemia. Journal of Clinical Endocrinology and Metabolism 1998; 83: 3121-3129.
Önemli not: Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı’nın kurucusu Prof. Dr. Turan Yazgan’ı kaybettik. Türk Dünyası kavramını ilk kez kullanan, kültür ve sanatının tanıtılmasına büyük katkılar sağlayan Türk dilli eğitimin yaygınlaştırılması ve bu amaçla pek çok bilimsel konferans ve toplantılar düzenlenmesine öncülük eden Turan Hoca tanıma şerefine eriştiğimiz sıra dışı bir insandı. Nur içinde yatsın, mekanı cennet olsun.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir