Bize hep üzülmek mi düşer?

Geçen haftanın devamı baki, yaşanan depremler konusunda kısa saptamalara yer vereceğiz. Kısa dememin nedeni açık, aslında olması beklenen, konunun uzmanları tarafından defalarca uyarı yaptığı anlaşılan deprem sonunda gerçekleşti.

Pek çok bina yıkıldı, can kaybını tahmin etmek mümkün değil, ama görülen o ki gerçek rakamları hiçbir zaman bilemeyeceğiz. Çünkü hasar çok büyük.

Son beş yılda yapılan binalar bile tuzla buz, “kaliteli şehirli yaşam koşulları” niyetiyle para sayılmış, havuzlu, asansörlü, güvenlikli rezidansların büyük bölümü kırılmadı, devrilmedi, doğrudan içine göçtü.

Enkaz altında kalan vatandaşlarımızın yardımına yine çevre illerden vatandaşlar koşmaya çalıştı. Ben 1999 depremine doğrudan gidenlerden biri olduğumdan o ruh halini çok iyi bilirim, götürdüğümüz bir araba ihtiyaç malzemesini bir sağlık ocağına bırakıp dönmekten başka çare bulamamıştık. Yirmi beş yıl sonrasında da koordinasyon durumu göründüğü kadarıyla pek farklı olmadı (bölgeden alınmış bilgidir).

Ama kimse kusura bakmasın bazı noktaları vurgulamadan geçemeyeceğiz:

  1. Depreme dayanıklı olması gereken hastane, okul vb. yeni binalar nasıl yıkıldı?
  2. İçine çökerek kurtulma şansını azaltan sözüm ona yeni binaların imar ruhsatları, depreme dayanıklılık onayları kimler tarafından verildi? Ovaların imara açılmasına kim önayak oldu?
  3. Otobanların katlanması bile anlaşılabilir, ancak parçalanan havaalanı hangi akla hizmeten fay hattında ve bu kadar yetersiz kuruldu?
  4. Karadan gidilemediğine göre, havadan nakil neden başarılamadı? Mesela Tarım ve Orman Bakanlığı 30 Aralık 2022’de sayısı 55’e yükselen yangın söndürme helikopterlerinin devrinin gerçekleştiğini duyurmuş (Anadolu Ajansı). Yangına ilk müdahale 10 dakikaya inmiş, deprem bölgesine neden ulaşılamadı? Orada en çok da su ve yakıt eksik.
  5. Deprem gibi bir afette bölgeye en hızlı ve düzenli intikal edebilecek ekip ordudur, hareket kabiliyeti en yüksek olan 3. Kolordu’dur. Komutanlığı Adana’da bulunan 6. Kolordu ve Müşterek Özel Görev Kuvveti’nin desteği neden olması gerekenin altında kaldı? Kolordu yaklaşık 40.000 askere sahiptir. Bu durumun 2011’de, ordunun ve yüksek komuta kademesinin soruşturulması sonucu, atanacak korgeneral kalmamasıyla alakası var mı (seviye tümene düşürülmüş)?
  6. Maraş gibi kritik bölgelere hala erişilmedi, Mersin Limanı yandı. Oysa TSK envanterinde toplam 78 helikopter görünüyor.

Sonuca gelelim, hepimizin başı sağ olsun, bu işin insani tarafı.

Lakin devlet erkanının “Gün birlik, beraberlik ve kenetlenme günü” ifadeleri kaybedilenleri hayatta, binaları ayakta tutmuyor.

Biz “atıl kurt, katıl kurt” ironisiyle büyüdük, hep atılan taraftaydık; ama bu binalar katılanlar tarafından yapıldı.

Dolayısıyla konunun “Vatan, Millet, Sakarya” ile bir alakası yok.

Konu coğrafyanın doğasının, görmemiş, hırslı, açgözlü devlet erkanına verdiği bir derstir.

İtibardan tasarruf olmaz, ama bize hep üzülmek düşer.

Not: Görsel paylaşmıyoruz, siz zaten ekranlardan fazlasıyla gördünüz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir