İstanbul’da Pera döneminin başlangıcı

Bankerler sanıldığı gibi sadece para ticareti yapan kişiler değildir. Banka aslında kasadır, riski mudi alır ve banka borcu öyle ya da böyle tahsil edebiliyorsa (haciz ya da imtiyaz) sonunda her zaman kazanır. Buna karşılık bankerlerin hayatını zehir eden bir durum vardır, paralarının başında olmaları gereklidir, yani bankerlik o dönemde uzaktan kontrol edilebilir bir işletme olmaktan uzaktır. Ne fabrika, ne de araba iz bırakmaksızın çalınabilir, ama para el değiştirir, bu el değiştirmelerin çoğu kez izini takip etmek de mümkün değildir.

Resim: Bankalar Caddesi, Turan Akıncı Ağabeyimizin www.turanakinci.com adlı internet adresinden alınmıştır.

Nasıl Bizans ya da Roma’da ticaret kavramı geri planda kalıyorsa, Osmanlı da ticaret faaliyetini devlet üzerinden değil, ticaretle uğraşanlar üzerinden yapar. Zamanla devlet yönetimi Batı’nın hızına erişemeyince yine Batı yönergeli yeni düzenlemelerle taba arasındaki eşitsizlikler düzeltilmeye çalışılır. Bugün Tanzimat Dönemi olarak adlandırılan bu süreçte Osmanlı gerek şeklen, gerekse düşünce açısından yenileşmek, Avrupa benzeri bir yaşama dönüşmek ister. Bizim İstanbul’un değerini bilemediğimizi hep vurguluyorum, Osmanlı kültürü Tarihi Yarımada’nın hakkını bir yere kadar vermiş olsa da, bu yenilenme hareketinin verdiği ivmeyle bankerler Galata bölgesinin hakkını verirler, bu Voyvoda (Bankalar) Caddesi ve Pera’nın ortaya çıkmasıyla sonuçlanır.

Osmanlının devlet algısı

Galata bankerlerinin yükselişini bugün ismini duyduklarımızla kıyaslamaya çalışırsak akla gelebilecek isim Baron Rothschield olacaktır. Nitekim Galata bankerleri içinde en önde gelen ailelerden biri olan Camondo Ailesi (Şürekası) Rothschield’in doğrudan ortağıdır. Ama beri yandan Lorando, Tubini, Baltazzi, Corpi, Stefanovic, Shilizzi, Negroponte, Coronio, Alberti, Fernandez, sarraf Mavrokordato, Zarifi, Köçeoğlu ve Mısırlıoğlu gibi isimleri de anmadan geçmeyelim.

Galata bankerlerinin ortaya çıkardıkları finans gücü bir süre sonra Osmanlı İmparatorluğu’nun finansal açıdan desteklenmesi boyutuna erişir. Osmanlı işleri bize anlatılan “Kara Murat” senaryoları gibi yapmaz, devletin yönetimine gelenlerin çoğu zaten Ceneviz, Venedik ya da diğer Levanten kökenli ailelerin yetiştirilmek üzere alınmış erkek çocuklarıdır. Ailelerin bazıları kendi devletlerinin uyruğundan çıkarılıp Osmanlı’ya başvurmuş, bazıları ise savaş esiri olarak alınmışlardır. Aklınızda yer bulması için birkaç ismi sayalım, Cıgalazade Yusuf Sinan Paşa aslen Cenevizlidir, Sokollu Mehmet Paşa Bosnalıdır, Kemankeş Kara Mustafa Paşa Arnavut’tur. Osmanlıyı Osmanlı yapan zaten bu kültürel çeşitlilik, devlet birliğini etnik milliyetçiliğe değil, temsili bir soy üzerinden çok kültürlülüğe bağlamış olmalarıdır.

Bankerlerin Pera’nın kuruluşuna etkileri 

Bankerler yerleşim olarak zaten hep Ceneviz Kolonisi içindedirler, bölgenin tepe kulesi Galata’dır, yerleşim Fatih’in yıktırdığı surlar içerisinde, ama Pera bağları bölgesinin berisindedir. Erken dönem yapılaşma da bankerliğin zirve dönemi olan 1800’lerin ikinci yarısında olur. Bankerlerin çoğu Yahudi, Katolik Levanten ve kısmen de Ortodoks Rum’dur. İstanbul şehir mimarisinde bu nedenle İslam dışı ibadet binaları eski kıyı köylerini saymazsanız daha çok Galata-Pera hattında bulunur. Bankerler kendi cemaatleri için gereken ibadethane, okul, sağlık kurumu gibi hizmet alanlarını açmakta geri kalmaz. Zaman zaman çıkan yangınlar ahşap binalardan oluşan mahallelerin ortadan kalkmasına neden olsa da, bunların getirisi düzenli bir şehir planlamacılığı için çok geniş alanları da ortaya çıkarmasıdır. Nitekim Avrupai bir yeniden yapılanma için ortaya çıkan çabalar Bankalar Caddesi’nin Taksim’e doğru yapılaşmasıyla sonuçlanır. 

Grand Rue de Pera, İstiklal Caddesi böylelikle biçimlenmeye başlar, yenilenme hareketinin hızlanması Osmanlı’da ilk şehir belediyeciliğinin başlangıç dönemidir, Altıncı Daire-i Belediye kurulmuş olur.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir