Bana bulaşma, sakın üstüme gelme

Bu yazı asla masum görünmeyen, büyük bir pişkinlikle geçiştirilmeye çalışılan Akdeniz orman yangınlarında yaşamını kaybeden ağaçlar, hayvanlar, insanlar; yuvalarından olanlar, sesleri hepimiz için uyarı çanlarına dönüşen çıngıraklı yılanların yaşam haklarına ithaf edilmektedir. Sorumluluk taşıması gerekenlerin yangınların önlenmesi, kontrol altına alınması konusunda atıl kalması, ama en çok da dalga geçercesine çay dağıtması bütün yöneticiler ve aracılar için ders niteliğinde ciddi bir gaflettir.


Christopher Gadsden tarafından 1775’te çizilen sancak; “Sakın üstüme gelme”.

Çay sembolik olarak ne anlama gelir?

Boston Çay Partisi (16 Aralık 1773) Kuzey Amerika’daki kolonileri sonradan Birleşik Devletler olarak adlandırılacak bağımsızlığa götüren olaylar silsilesinin dönüm noktalarından biridir. Yerli kılığına giren koloni üyeleri İngiliz ticaret gemilerinde bulunan çayları Boston Körfezi’ne dökerek sembolik değeri çok yüksek bir eylemi gerçekleştirilirler. İster ticari olarak gönderilsin, ister ulufe niyetine dağıtılsın, çay özgürlüğün ve bağımlılığı reddetmenin simgesi haline gelir. Eylem günümüzde de Çay Partisi olarak devam eder. Endüstriyel girişimci Koch Kardeşler yüzyıllar sonra 1990’larda Başkan Barack Obama’nın politikalarını protesto etmek amacıyla Gadsden sancağını (1775) direnişin sembolü olarak canlandırırlar.

Çay Partisi hareketi uydurma vergilerin azaltılması, bütçe açığının dış askeri harekatlar da dahil anlamsız devlet harcamalarının azaltılması ile güçlendirilmesi, herkes için sağlık güvencesi sağlanması ilkeleriyle yeni bir milliyetçi, özgürlükçü ve çevreci harekete dönüşür. Yaklaşım milliyetçi görünse de uygulamada eşitlikçi olduğundan birbirinden farklı unsurları aynı çatı altında toplar. Gadsden Sancağı altında “Üstüme gelme sakın” yazan saldırmaya hazır bir çıngıraklı yılanı resmeder. Aşağıda Türkçe çevirisi de bulunan dizeler ise Metallica grubunun aynı adlı parçasının sancaktan ve hareketten esinlenen sözleridir (1991).

Bütün devlet erkanına, siyasi partilere, küresel ısınmadan dem vurarak yangının doğal olduğunu savunanlara, suratlarından ve sözlerinden yılışıklık akan, harekete geçmekten aciz basiretsiz yöneticilere, bu kadar ciddi bir çevre sorununu paylaşım malzemesi yapan duyarsızlara önemle arz ederim.

Bana bulaşma

Bana bulaşma, bana bulaşma dedim

Özgürlük ya da ölüm, gururla selamladığımız şey

Onu bir kez kışkırttığında, kuyruğu çıngırdar

Asla başlatma, asla; ama bir kez hedefe kenetlendiğinde,

Asla teslim olmaz, öfkenin dişlerini gösterir 

Bana bulaşma dedim

Öyle olsun, artık tehdit etme 

Barışı sağlamak savaşa hazırlanmaktır 

Öyle olsun, sonucunu hesaba kat, sonsuza dek duyacağın sözler için bana tekrar dokun

Bana bulaşma, sev ya da terk et, o ölümcül ısırıkla 

Mavi dili hızlıdır, şimşek çakması gibi çatallı, parlak bir ışık, her zaman gözler 

Gözler asla kapanmazlar, ihtiyatın amblemi 

Hayır, hayır, üzerime basma

Öyle olsun, artık tehdit etme 

Barışı sağlamak savaşa hazırlanmaktır 

Öyle olsun, sonucunu hesaba kat, sonsuza dek duyacağın sözler için bana tekrar dokun

Bana bulaşma

Öyle olsun, artık tehdit etme

Barışı sağlamak savaşa hazırlanmaktır 

Özgürlük ya da ölüm, gururla selamladığımız şey 

Onu bir kez kışkırttığında, kuyruğunu sallayarak

Öyle olsun

Artık tehdit etme 

Barışı sağlamak savaşa hazırlanmaktır 

Öyle olsun, sonucunu hesaba kat Sonsuza dek duyacağın sözler için bana tekrar dokun 
Bana bulaşma

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir