Karatay Sözü ve bir “pembe incili kadın” retrospektifi

Prof. Dr. Canan Karatay Hocanın yazdığı yeni kitap Karatay Sözü okurlarıyla buluştu, biz de edinip incelemek olanağını bulduk. Canan Hoca ülkemizde en çok tanınan (bilinen ve sözüne güvenilen) fikir önderlerinin başında gelir desek sanırız pek yanılmış olmayız. Toplumun ona atfettiği bu konum başlı başına bir inceleme konusudur ve nedensiz değildir. Bizim toplumumuzun Orta Doğu coğrafyasına özgü bir özelliği vardır, “söylenenin anlamına tam olarak vakıf olamasalar bile kimin doğru söylediğini söyleme tarzından da algılayabilirler”. Bu yargıdaki ana kıstaslardan biri sözünü sakınmaması, ama diğeri de söylediği sözde ikileme yer bırakmayacak kadar net ifadede bulunmasıdır. Canan Hocanın “ezber bozan söylemi” Nisan 2011’de yayınlanan Karatay Diyeti ile başladı, sonrasında yayınlanan altı kitap bu söylemin diğer alanlardaki yorumlarını içerdi.

 

Ezber bozan ilk çıkış Batı akademisinin tereyağı ve yumurta konusundaki yasaklayıcı tavrına getirdiği net eleştiriydi. Canan Hoca kilo vermenin esasının kalori hesabından öte yenilenin içeriğiyle ilişkili olduğunu söyleyince, daha okul çağlarından itibaren “hayvansal yağların kolesterolü yükselttiği” belletilerek yetişen kesim, aslında hiç irdelemedikleri, kendilerine dogma olarak benimsetilmiş “söylencenin” sallandığını fark etti. Hayvansal yağı bütün musibetlerin nedeni olarak kabul edenler önce itiraz ettiler, lakin sonrasında önlerine bu yaklaşımı deneyenlerin elde ettiği değerler konduğunda ve hatta kendileri de deneyip işlediğini gördüklerinde dogmanın çöktüğünü kabullenmek zorunda kaldılar.

Ne var ki bizde akademi çevrelerinin eserin içeriğinden çok hangi yayınevinden çıkmış olduğunu kriter almak gibi bir saplantısı vardır. Bunlar yazılanı genellikle okumazlar, kendi akıl süzgeçlerinden geçirmezler. Onlar için esas olan söylemin doğruluğu değil nerede yayınlandığıdır. Oysa aynı kesim bugün temel çıkış noktası olarak kabul ettiğimiz düşüncelerin, yayınlanma biçimleriyle değil söylemin geçerliliğiyle ilişkili olduğunu unuturlar. Nitekim bir köşe yazısından alıntıladığımız eleştiri basına şu şekilde yansıdı: “… Akademik kitap’ ile ‘bireysel kitap’ arasında çok fark vardır. Akademik kitaplar; dünyada tıbbi akademik ve bilimsel alanlarda yayın yapan saygın yayınevlerinin (Springer, Wolters Kluwer, Elsevier vb) yayınladığı ve yayınlamadan önce akademisyenlerden oluşan kendi yayın kurulunda ve ayrıca bağımsız bilim insanları-akademisyenlere (peer review) incelettiği, ondan sonra yayınladığı kitaplardır…” (*)

Tartışmalara kimi köşe yazarları taraf oldu, kimisi aktarmakla kaldı; ama akademisyenler özü irdelemek yerine “çok az referansa atıfta bulunmuş” ya da “ama bu bizim uzmanlık alanımız” savından öteye geçemediler. Dolayısıyla eleştirel yaklaşımlar kısmen bu bakış açısına yabancı olmalarıyla, ama maalesef kısmen de ortaya çıkan dinamikten kişisel fayda sağlama güdüsüyle biçimlendi. Buna karşılık “gargara” dahil, Canan Hocanın savlarında ne değişiklik oldu ne de haksız çıktı, yeni kitabının adı olan “Karatay Sözü” hep güvenilir kaldı.

 

Nitekim Karatay Sözü’nde de Canan Hoca yine merkeze insanı koyuyor, bir bütün halinde ve çevresiyle birlikte ele alıyor. Yazım tekniği her zamanki gibi akıcı ve kolay anlaşılır, lafı gereksiz uzun tutmanın okuru ana kavramlardan uzaklaştırdığı bilinciyle pek çoğumuzun kapıldığı tartışma girdabına sürüklenmiyor. Ama sözlerinin altında 346 bilimsel referansı sıralarken biraz da kinaye yapıyor; “referanssa al sana referans!” Kitabın odak noktası bu kez bağışıklığın kurulması ve korunması, bunun için de hem kadim hem de bilimsel bilgilerin doğru kullanılması gerektiğine işaret ediyor.

Karatay Sözü yine hayykitap aracılığıyla okurla buluşuyor. Ama bu kitabın içerik kadar göz alıcı bir özelliği de kapağı. Canan Hoca bu kez kapaktan bize “pembe incili kadın” olarak gülümsüyor…

(*) Sevgili meslektaşımız eleştirel yazısında beni de unutmamış, kendimi “ima yoluyla ‘prevantif onkoloji uzmanı’ diye lanse ettiğimi” yazmış. Hatırşinaslığı için müteşekkirim, ama sanırım bir karışıklık olmuş.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir