Lokma

Pandemi döneminden mi kaldı bilinmez, yoksa genel sıkıntının dolaylı tezahürü müdür, öğrencilerdeki motivasyon eksikliği çalışma disiplinlerini ciddi anlamda düşürdü. Büyük bir kısmı önceden öğrenmiş olduklarını “bunu biliyorduk” dışında hatırlamıyor. Üstelik tamamen ilgisiz sayılmazlar, ama uzun aralardan sonra yeniden çalışma dönemine başlamakta bir tutukluk içinde oldukları aşikar. Ben bunun bir örneğini üçüncü sınıftan dörde geçerken yaşamıştım. Üçün başında tutulduğumuz bir “araba sevdası” temel derslerin verildiği ilk ayların araba sevdasında tüketilmesiyle kalmadı, sefasını sürebilmek bir yana, masrafına binaen satarken bir de derslerden geri kalmak sorunuyla yüzleştim. Dördüncü sınıf o nedenle her şeyin baştan öğrenilmeye çalışıldığı bir dönemdi, eski kitaplar, yeni notlar, hala saklarım.

Bu gibi çaresizlik durumlarında itikat gereği yeni bir başlangıç noktası oluşturmak esastır, en azından bana öyle öğretildi. Önce isteğinizde samimi ve gayretli olacaksınız, ama varsa içinizden eskiye olan borçlarınızı kapatacaksınız, sonrasında da bunu sembolleştirip diğerlerine de mal etmeye çalışacaksınız. Bir kişinin çalışması yüzlerce öğrenciyi motive etmeye yetmez, size düşen karşınıza geldiklerinde hiçbir fırsatı kaçırmadan bire bir markaja almak, bilimin ve dünyanın tamamen farklı yorumlanabileceğini anlatmaktır. Ama belli bir aşmaya geldiğinde de bunun birlikte yapılacak bir etkinlikle aktarılması gerekir. “Lokma döktürmek” düşüncesi de işte böyle uyandı. Malum yakın zamanda çok kişiyi kaybettik, ayrılanlarımız da oldu o başka, ama eninde sonunda gidenlerin bıraktıkları yerden lokma dökerek başlamak; zihnimde eskiyi o emsalsiz tadıyla anıp, yeniyi gayretle kucaklamak düşüncesini çağrıştırır.

Lokma yemeklerin üstüne bile yense, yiyen kişiye hiçbir şekilde rahatsızlık vermeyen, hafif şerbetli bir tatlıdır. Geride kalmış olanın ardından en çok helva kavurmak bilinse de, bütün önceki kaybettiklerimizin, hocaların, çalışanların ya da artık kim aklından kimi geçirirse (yani dağıtandan muaf), geride bıraktıklarımızın ruhuna gitmesi ümit edilir. Bu geleneğin kökeni de muhtemelen belli değildir, ama niyetin önemli olduğu düşünüldüğünde anlam taşıyabilecek en kolay yaklaşımdır. Üstelik lokma dünyaya yeni gelmiş olan bir çocuğun sevincini paylaşabilmek adına da dağıtılır. Bizim öğrenciler için bunun karşılığı onlara yeniden çalışma ruhu kazandırmak, birlikte olmalarından olması gereken keyfi çıkarmalarıdır ki, ileride de ayrılmasınlar.

Dağıtılacak lokma kısmen konuklar gelmeden önce hazırlanır, ama hepsi aynı anda olamayacağından hazırlık olasılıkla dağıtım aşamasından da sürer. Bana kalırsa lokmanın yanı başında anlamına uygun bir müzik ya da en azından coşkusu da olmalıdır. Madem eskiyi saygı, sevgi ve minnetle anacağız, kim ağlanarak hatırlanmayı ister ki?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir